İlme aşık bir insan...

Bu hafta size kıymetli arkadaşım, Rahmetli Yalçın Özer'den bahsetmeyi bir vazife bildim. Rahmetliyi, Tıbbiye öğrencisi iken tanımıştım. Gönlündeki heyecanı, karşısındakilere sanki enerji aktarırdı. Derslerinin ötesinde, okumaya sanki aşıktı. Geceleri okuyarak sabahlaması onun zevki idi. Gündüzün birkaç saatlik uyku ile yetinmesini bilirdi. Genç bir tıbbiyeli olarak mesleğine başladığında, insanlara daha nasıl yardımcı olabilirim diye çırpındığını çok defa gördüm. 12 Eylül sonrası Zincir Bozan'da yedek subaylığı sebebiyle, zamanın meşhur siyasilerinin doktorluğu ile görevlendirilmesi, zannederim, hayatının önemli dönüm noktalarından biri olmuştur. Senelerce Gazetemizin başyazarı olarak, hak bildiklerini, okuyucusunu tahrik etmeden, devletin dokunulmazlığını zedelemeden çok güzel yazılar yazmıştır. Halkı aydınlatmıştır. Son seçimlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olarak, İstanbul sokaklarındaki gezilerinin televizyonlardaki görüntüleri gözümün önüne geldi. O görüntüler, alıştığımız siyasilerin, seçim öncesindeki tabasbuslu hallerinden çok farklı idi. Samimi, sıcak, gurursuz, hep gözleri yerde, utangaç, ellerini oğuşturan bir halk adamı. Böyle adayları bundan sonra çok ararız. Hakkında ne kadar yazsam azdır. Kendisine Cenab-ı Hakk'tan rahmet, ailesi, sevenleri ve milletimize baş sağlığı diliyorum...