Birçok ABD ve Avrupa şehrinde, asılsız Ermeni soykırımı iddiaları adına çirkin heykeller dikilmektedir. Parlamentolarında bu iddialar, yasalaştırılmaya çalışılıyor. Türkiye seferberlik ilan edercesine, bu yalanlara karşı durmaktadır. Mücadele vermektedir. Şimdi de bu iftiralara öncülük eden Fransa'nın, Cezayir'de bir milyona yakın Cezayirliye nasıl bir soykırım uyguladığı gün ışığına çıkıverdi.. Bakalım bunu nasıl bir yolla örtbas edecekler? Ben sizlere İngilizlerin, kendi vatandaşları olan İrlandalılara, nasıl bir soykırım uyguladığının bir perdesini aktaracağım: İrlanda Kurtuluş Ordusunun terör eylemlerini asla tasvip etmiyorum. 1800'lü yıllara kadar müstakil olan İrlandalıların, toprakları fakirdir. Arazinin üçte ikisi kayalık ve ziraata elverişsizdir. Ziraata elverişli olan yerlerde de, ancak patates yetiştirilebiliyor. Balık ve patates tek gıdaları. Et, sebze tahıl tanımıyorlar. İş sahaları yok denecek durumda. Bari İngiliz hakimiyetine girelim de, insanlarımız orada iş bulur, karnını doyurur diye düşünerek; 1800 senesinde İngiliz hükümranlığına kendi istekleriyle girerler. İngiliz zenginler, İrlanda topraklarında 30-40 metrekarelik sosyal konutlar yaptırırlar. Bu evlerde kiracı kalan İrlandalılar, kira ödeyemeyince, zengin İngilizler haksız işgali önlemek için bu evlerden binlercesini kendi elleriyle yakarlar. 1845'te İrlanda patateslerine gelen hastalık, ürünü sıfırlar. İki sene devam eden bu kıtlıkta, birçok İrlandalı ölür. Binlercesi ABD ve Kanada'ya illegal yollardan, şimdiki "umuda yolculuk" yapanlar gibi, çürük gemilerle gitmeye çalışırlar. Gidenlerin yüzde yirmisi, yolculuk esnasında kitleler halinde ölür. Bu sığınmacıları taşıyan gemilere "tabut gemiler" denmiştir. Sene 1847. Bu krizden önce İrlanda'nın nüfusu 8.200.000 iken; kıtlıkta 1.700.000 kişi ölür. Yani, İrlanda nüfusu 6.500.000'e düşer. Bu faciaları haber alan Osmanlı hükümdarı Sultan Abdülmecid Han, İngiltere Kraliçesine başvurup, İrlandalılar için on bin sterlin yardım göndermek ister.. Kraliçe Viktorya çok kızar ve bin sterline razı olur. Abdülmecid Han bu sefer 5 büyük gemiyi tahıl ve diğer gıda maddeleri ile doldurup, binbir tehlike ile, İrlanda'nın başkenti Dublin'e yola çıkartır. Bunu haber alan Kraliçe Viktorya Türk gemilerinin yardımını engellemek için, Dublin limanını ablukaya aldırır. Türk gemileri bu sefer 70 mil yani 100 km kadar daha kuzeydeki, indirmeye elverişsiz liman Drogheda'ya yönelir. Gayri müsait şartlarda yükünü ihtiyaç sahiplerine ulaştırır. Droghedalılar Türkleri pek sever. Padişaha bir teşekkür mektubu gönderirler. Şimdi her sene bu şehir Belediye Meclisi, "Türklere Şükran Günü" tertiplerler. Padişaha gönderilen teşekkür mektubu, halen Topkapı Sarayı arşivindedir. İki sene gibi kısa bir zamanda, 1.700.000 İrlandalı'nın ölüme gönderilmesi, yardım etmek isteyenlere liman kapatılması tam bir soykırımdır. Bunun hesabı milletlerarası zeminde görülmelidir.