Türk turizmine hizmet kapısı Kırkpınar Güreşleri

A -
A +

Geçen hafta yazdığım, tarih hırsızları ile ilgili yazıma, Turizm Bakanımız Sayın Mustafa Taşar, nazik bir bilgilendirme faksı göndermişler. Konuya gösterdikleri hassasiyetten dolayı teşekkürlerimi arz ederim. Tarihi eser hırsızlık ve kaçakçılığı konularında, Türkiye'deki kanuni çok başlılıktan benim gibi, sayın bakan bey de şikayetçidir. Kendileri bugün icranın en hassas yerindedirler. Türk ekonomisinin büyük sıkıntılar yaşadığı şu dönemde, tek soluk alma yeri olarak Türk turizmi görülmektedir. Şu anda da bunun ekonomik faydaları bir bir ortaya çıkıyor. Ancak Türk turizmini hep gelir getiren, yani sağılan bir kaynak olarak görmek çok hatalıdır. Zira iyi beslenmeyen bir koyunu hep sağsanız, memelerinden kan gelir ve kısa zamanda ölür. Türk turizmine de yeni yatırımların yapılması zaruret halini almaktadır. Yatırım sözünden hep turistik tesis, otel, motel kurmayı anlamıyorum. Ben turizm yatırımı deyince, öncelikle turistlerin Türkiye'yi tercih sebeplerine bakarım. Bir turist büyük masraflara girerek, diğer bir ülkeye niye gider? Tabii ki kendi ülkesinde olmayanları görmeye, tatmaya gider. Bunlar da; coğrafi şartlar olabilir. Tarihi, farklı eserleri, değişik kültürleri görmek, yaşamak olur. Turizmden asıl maksat da budur. Turist kendinde olmayanlar için kalkar gelir. Lüks oteller, yüzme havuzları, kumarhaneler, meyhaneler vs. eğlence yerleri, kendilerinde fazlası ile vardır. Türkiye'ye gelmekten maksat, Türk kültür ve tarihini yakından tanımak içindir. Bu ana turizm konusu ise birkaç bakanlığın arasında 'gel-git'lere tutulmuş, yalpalamaktadır. Sayın Bakan bu yerlerin düzenlenmesi ve korunması ile ilgili yasal yetkilerinin olmadığını beyan ediyorlar ve doğrudur. Ama bu böyle olmamalıydı. Yasal düzenlemeler için bastırmak lazım. Türk turizminde, Turizm Bakanlığı birçok fevkalade yetkilerle donatılmalıdır. Bugün ise Turizm Bakanlığı'nın konaklama ve rehberlik hizmetleri ile sınırlı yetkileri, kısır bir döngü haline gelmiştir. Gittikçe gelişmekte olan yayla şenliklerinin, dış turizme açılamayışı bir eksikliktir. Gelelim Kırkpınar Güreşleri'ne: Bu sene bu güreşlerin, Türk sporu, örf ve adeti olup olmadığı maalesef tartışmaya açılmıştır. Bunu tartışmaya açmak demek, aslında şüpheye düşmekten kaynaklanır. Hatta Yunan kaynaklı olduğunu bile ispatlamaya çalıştılar. Kültür Bakanlığımız bu konuda hiçbir açıklama yapmadı. Halbuki derhal konuya el konmalı ve kamuoyuna işin doğrusu anlatılmalıydı. Bu sene Kırkpınar Güreşleri, 28-30 Haziran günlerinde yapıldı. Ben son günü finalleri görmeye gittim. Sayın Milli Savunma Bakanı ile sayın İçişleri Bakanı orada idi. Bazı partilerin başkan ve milletvekilleri de orada idi. Sayın Kültür Bakanı ile sayın Turizm Bakanı'nı gözlerim aradı, ilgililere sordum ama olmadıklarını öğrendim. Hatta yabancı basın mensupları bile çoğunlukta idi. Bu iki bakanımız bu milli nitelikteki şölende, mutlaka bulunmalı idi. Kırkpınar, Türk iç ve dış turizmi için bence çok önemlidir. Bu konu Edirne Belediyesi ile Kırkpınar ağasının mütevazı imkanlarına terk edilmemelidir. Kırkpınar, milletlerarası bir spor şöleni olmalıdır. Bölgedeki Balkan devletleri güreşçilerine de açılmalıdır. Hatta dünya yağlı güreş şampiyonası haline getirilmelidir. Dünya Futbol Şampiyonası'nda hop oturduk hop kalktık. Bu neden bir Kırkpınar yağlı güreşlerinde olmasın? Spor Bakanımız bile bu ata sporu şöleninin açılışına veya kapanışına gelemedi. O günlerde Kore'de olmak bir bahane olamaz. Kırkpınar'ın Balkanlar'a yayılması, bölge sulhüne büyük katkı yapacaktır. Edirne Sarayiçi bir sit alanıdır. Güreşlerin burada yapılması birçok yönlerden sakıncalıdır. Güreşler yine Edirne'de ama yeni tanzim edilecek bir spor kompleksinde düzenlenmelidir. Bana göre Turizm ve Kültür bakanlıkları el ele vererek; bugünden, bu yeni düzenin çalışmalarını başlatmalıdır. Biz de basın olarak bu çalışmaları canu gönülden desteklemeye hazırız.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.