2003'e sarkan soru: ABD, Irak'ı vuracak mı?

A -
A +

Amerikan Haber Ajansı AP'nin dünyadaki aboneleri arasında yaptığı anket ile 2002'de dünyanın en çok ilgilendiği konunun muhtemel bir Irak Savaşı olarak belirlendiğini biliyoruz. Öyle anlaşılıyor ki bu konu 2003 Yılında da, bütün dünyayı işgal eden gündemin ilk maddesini oluşturacaktır. Bilindiği üzere BM Güvenlik Konseyi, 8 Kasım 2002 Günü, oy birliği ile aldığı 1441 Sayılı Karar Sureti ile, Irak'a bir ay içinde elinde bulundurduğu kitle imha silahları ile ilgili bütün bilgileri, tam ve doğru olarak, bildirmesini istemiş, bunun üzerine Irak da süresi içinde bu konu ile ilgili olarak hazırladığı 12.000 sayfalık belgeyi BM'ye teslim etmiştir. Bu belgede Saddam Hüseyin, herhangi bir kitle imha silahına (WMD) sahip olmadığını, iddia etmektedir. Bu belge bir taraftan ABD'nin ilgililerince tetkik edilirken, diğer taraftan hem Amerikan Hükümeti, hem de ABD'nin Savunma Bakanı Donald Rumsfeld belgede yer alan beyanların ABD'nin ve diğer ülkelerin istihbarat kuruluşlarının tesbitlerine aykırı düştüğünü ileri sürmektedirler. Hiç şüphe yok ki, bu konularda bugüne kadar sistemli şekilde yalan beyanlarda bulunan Saddam yönetimine inanmak kolay değildir. Esasen bunun için BM'nin çeşitli karar suretleri Irak'a, kendisini bu silahlardan arındırdığını ispat etmek görevini yüklemektedir. Ne var ki, Irak'ın bu yükümü, ABD ve İngiltere'nin iddialarını ispat etme mükellefiyetini de ortadan kaldırmamaktadır. Zira, demokratik toplumların seçmenleri, Irak ile savaş gibi rizikolu bir savaşa girişilmeden önce, inandırıcı delil görmek istemekte, Fransa, Rusya ve bazı Arap Ülkeleri bu konuda müşkülpesent davrandıkları için, Başkan Bush bunların desteğini kazanmak için, yeterli suçlayıcı delilleri sunmak durumunda bulunmaktadır. Hiç şüphe yok ki bu konuda en önemli aşama, 27 Ocak 2003 Günü BM Baş Denetçisi Hans Blix'in Güvenlik Konseyine vereceği rapor ile gerçekleşecektir. Hans Bilix bu raporunda aynı zamanda Irak'ın yasaklanmış silahlar konusunda kendisi ile işbirliği yapıp yapmadığını da vurgulayacaktır. Saddam'ın kitle imha silahlarına sahip olmadığı hususunda ısrarı halinde ise, ne ABD ne de İngiltere bu iddialara inanmadığı için, bundan sonraki muhtemel aşama Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin toplantıya davet edilerek Saddam yönetiminin yalan söylediğine, veto yetkisine sahip diğer üç ülke olan Fransa, Rusya ve Çin'in inandırılarak, Irak'ı silah zoru ile silahsızlandırmak için Güvenlik Konseyi Kararını elde etmek girişimi olacaktır. ABD ile İngiltere'nin BM Güvenlik Konseyinden bu desteği alması ise ileri sürülecek delillerin sağlamlık ve inandırıcılığına bağlı olacaktır. BM Silah Denetçilerinin, Irak ile ilgili olarak hazırlayacağı raporlar ve BM Güvenlik Konseyi Kararı için gerekli zaman göz önünde tutulursa, Şubat sonundan önce Irak'a karşı askeri harekâta geçilme ihtimali oldukça düşük gözükmektedir. Bu itibarla, BM Güvenlik Konseyi Irak'a karşı, askerî harekâta girişme kararı vermeden, Türkiye'nin ABD'nin taleplerini karşılamakta acele etmeyeceğini, acele etmemesi gerektiğini düşünüyorum. Kısaca; Türkiye, ABD'nin kendisinden isteklerini, ancak BM'in Askeri harekâta karar vermesi şartiyle, yerine getirmeyi düşünebileceğini bildirmeli, yani Irak'a karşı başlanılacak askeri harekâta, şu veya bu oranda katılmasını BM ve hatta hem BM, hem de NATO kararları şartına bağlamalıdır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.