AB temsilcisi Karen Fogg bu uyarılara kulak vermelidir
1985 yılından bu yana, AB üyesi ülkeler tarafından 9 Mayısta kutlanan "Avrupa Günü"nün, bu yıl Türkiye'de de kutlandığını, Cumhurbaşkanı Sayın Sezer'in Avrupa Günü dolayısıyle, AB üyesi ve Aday Ülkelerinin Ankara Büyükelçilerine Çankaya Köşkünde yemek verirken, 9 Mayıs Avrupa Gününü TÜSİAD ve AB Komisyonu Türkiye Temsilciliğinin ortaklaşa düzenlenen bir etkinlik ile kutladıklarını medya haberlerinden biliyoruz. AB'nin Ankara Temsilcisi Karen Fogg'un, Cumhurbaşkanı Sezer'e yönelttiği; "AB üyeliği için gereken şartlardan birisi, bazı konularda egemenliği paylaşmaktır. Bu paylaşım şekline nasıl bakıyorsunuz?" mealindeki sorusunu, Sayın Sezer'in "Türkiye'deki milletlerarası anlaşmalar kanun düzeyindedir. Ama zamanı geldiğinde egemenliğin paylaşımı konusunda Anayasanın 90. maddesini yeniden gözden geçirmemiz gerekecektir." tarzında cevaplandırdığını ve fakat bu arada, AB'ye de yükümlülükler düştüğüne işaret ederek "Bunların başında katılım öncesinde sağlanan desteklerle birlikte diğer aday ülkelere yönelik olarak sergilenen davranışın Türkiye için de geçerli olması gerektiği" uyarısında bulunduğunu, yine aynı medya haberlerinden öğreniyoruz. Diğer taraftan "Avrupa Günü" kutlamalarında açış konuşması yapan TÜSİAD Başkanının, 1999 yılında yapılan Helsinki Zirvesi ile AB'ye aday ülkeler arasına giren Türkiye'nin de adının zikredilmesinin gerektiğini, oysa AB'nin bütün söylemlerinde sadece "12 Aday Ülke" veya "27 Ülkeli AB" gibi ifadelerin kullanıldığına ve bu suretle Türkiye'nin adeta dışlandığına bayan Karen Fogg'un dikkatini çekerek, uyarıda bulunduğunu öğreniyoruz. Türkiye'deki iş dünyasının güçlü ve etkin kuruluşu olan TÜSİAD'ın Başkanı tarafından açış konuşmasında AB'ye verilen mesajda "Sürekli bazı şartlar dayatan ve uyarıcı biçimde parmağını sallayan bir AB görüntüsü yerine, Türkiye-AB bütünleşmesinden doğacak sorunların çözümünde destek olmaya hazır bir AB görüntüsünün kamuoyunda önemli rol oynayacağı" uyarısında bulunmasını da çok yerinde buluyorum. Bu sütunlarda, 23 Şubat 2001 günü yayınlanan "AB Komisyonu Türkiye Büyükelçisi Bn. Karen Fogg'a Mektup" başlıklı köşe yazımda, "AB'nin Türkiyenin tam üyeliği için, Kıbrıs, Ege Sorunu ve benzeri gibi ve başka hiçbir üye adayı devletten istenmeyen birtakım ek koşulların Türkiye'nin önüne çıkarıldığını vurgulamış ve Sayın Temsilcinin bu konudaki görüşüne sütunumu açık tuttuğumu yazmıştım. Bu defa Sayın Cumhurbaşkanı ile Sayın TÜSİAD Başkanından gelen benzer uyarılarla karşılaşan Sayın Fogg'un "Diplomatik Nezaket" kurallarına uygun zarif kelimelerle ifade edilen bu hususları temsilcisi bulunduğu AB komisyonuna duyuracağını ve kendi hesabına da bu beyanlardan birtakım sonuçlar çıkaracağını ümit etmek istiyorum.