Adalet Bakanı'nın sözlerine kulak verilmeli

A -
A +

20 Ağustos 2003 tarihli çeşitli gazetelerimizde çıkan haberden Adalet Bakanı Cemil Çiçek'in, Türkiye'nin, "Asrın Soygunu" olarak adlandırdığı büyük bir soygunla karşı karşıya olduğunu vurguladıktan sonra, "Soyanlar da aşağı yukarı belli, bunların hepsinin faturasını Türkiye ödüyor, bunlar Türkiye'yi güçsüz ve itibarsız bırakıyor" dediğini biliyoruz. Sayın Çiçek, aynı habere göre, sözlerine şöyle devam etmektedir: "Rejimi tehdit eden unsurlar bu bataklıkta yeşeriyor. Oysa bankaları soyanların belli olmasına rağmen, içeride yatan bir tek bankacı yoktur. Bu sene, bu bataklıktan dolayı bütçeden 66 katrilyon TL faiz ödüyoruz. Neden ödüyoruz? Bu bataklıktan dolayı. Bunları kim yaptı? Bu bankalar yaptı. Bunların yatları, katları duruyor, lüks ve israf içinde yaşamaya devam ediyorlar, biz de maaşlarımızla bu soysuzlukları ve yolsuzlukları onlara ödemeye devam ediyoruz." Türkiye'nin siyasî hayatına girdiği günden beri çalışkanlığı, sözüne güvenilirliği ve vatanperverliği ile dikkati çeken ve bugünkü AKP Hükümeti'nin aynı zamanda sözcüsü olan sayın Çiçek sözlerine şöyle devam ediyor: Türk Yargısı bu pisliği temizlemek mecburiyetindedir. Hukuk Devletinde yolsuzlukları yapanların yakasına yapışmak yargının başlıca görevidir. Adalet Bakanı olarak benden, savcılarımız ve hakimlerimiz ne istiyorsa yapmaya hazırım. Yetki istiyorlarsa yetki, imkan istiyorlarsa imkan, Hukuk Devleti içinde yapılması gereken neyse onu da yapmaya söz veriyorum." Eski ve iyi bir öğrencim olarak kendisine ayrıca sevgi ve saygı duyduğum, dinamik icraatçılığını daima takdir ettiğim deneyimli politikacı ve devlet adamı sayın Cemil Çiçek'in bütün bu beyanlarına aynen katılıyor ve kendisini, her zamanki açık sözlülüğünden dolayı kutluyorum. Bence, sayın Adalet Bakanımızın "Adalet Bakanı olarak; benden savcılarımız ve hakimlerimiz ne istiyorsa, yetki istiyorsa yetki, imkan istiyorsa imkan, hukuk devleti içinde yapılması gereken neyse onu da yapmaya söz veriyorum" tarzındaki beyanı, yalnız yargı mensupları için değil, bütün idarî kuruluşlar mensupları için de önemli ve yerinde bir güvencedir. Zira gazeteciyi, bürokrasiyi, siyasetçiyi, savcıyı, hakimi korkutan ya da satın alan "çeteler" ile mücadele etmeyi göze alan bütün insanların güvenliğini sağlamak işi devletin başlıca görevidir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.