Demokratik bir toplumda, adaletin yerine getirilme süreci, adaletin yerine getirilmesi kadar önemlidir. İşte İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi'nin 6. maddesi "Right to a Fair Trial=Adil Yargılama Hakkı"nı düzenlerken, bu yargılama sürecini gözönünde tutmuştur. Gerçekten bu maddeye göre: "Herkes gerek medeni hak ve hükümlülükleri ile ilgili uyuşmazlıklar, gerek ceza hukuku alanında kendisine karşı yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan yasa ile kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, davasının makul bir süre içinde, adil ve açık olarak görülmesini isteme hakkına sahiptir. Hüküm açık olarak verilir. Ancak Demokratik bir tolumda genel ahlâk, kamu düzeni ve millî güvenlik gerekçeleri ile veya küçüklerin ya da davaya taraf olanların özel yaşamlarının korunması için gerekli olduğunda veya davanın açık olarak görülmesinin adaletin yerine gelmesini zedeleyebileceği bazı özel durumlarda, mahkemenin zorunlu göreceği ölçüde, duruşmalar, dava süresince tamamen veya kısmen basına ve dinleyicilere kapalı olarak sürdürülebilir." (m. 6, 1. paragraf) Diğer taraftan; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile uyum sağlamak amacı ile memlekitimizde 2001 yılında 4709 Sayılı Kanunla gerçekleştirilen Anayasa değişikliğinde "Adil Yargılama Hakkı" kavramının, "Hak Arama Hürriyeti" kenar başlıklı ve "Hakların Korunması ilgili Hükümler" arasında yer alan 36. maddeye dahil edildiğini ve bu değişiklikten sonra bu maddenin şu şekli aldığını görüyoruz; "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak sureti ile, yargı mercileri önünde, davacı veya davalı olarak, iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz." Adil yargılama hakkını düzenleyen İHAS'ın 6. maddesinin kilit kavramı ise hakkaniyete uygun yargılamadır. Bu kavram, İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi tarafından; duruşmada hazır bulunma, susma ve kendini suçlamama, gerekçeli karar, yargılamanın devlet yetkililerinin müdahalesinden korunması gibi, 6. maddenin 2. ve 23. fıkralarında yer alan esaslarla birlikte "Hakkaniyete Uygun Yargılama" kavramı içinde değerlendirilmektedir. 6. maddenin açıkça belirlediği diğer hususlar ise aleniyet ilkesi ve makul sürede yargılanma hakkı olup, aleniyet, hem alenî yargılama, hem de alenî hükmü içermektedir. Sözleşmenin kilit maddesi olan ve hukuk devletinin gerçekleşmesi için temel unsurlardan biri olarak kabul edilen 6. madde, Sözleşmeye taraf Türkiye için de büyük önem taşımakta ve bu itibarla 2001 Anayasa değişikliği ile bizde de Anayasal bir hak haline gelen "Adil Yargılanma Hakkı"nın, hem yasa koyucusu, hem de yasa uygulayıcıları ve özellikle yargıçlar tarafından İHAM içtihatlarına göre yorumlanması gerekmektedir.