Geçen yılın Temmuz ayının ortasında Güney Afrika Cumhuriyeti'nin Durban kentinde toplanan Afrikalı devlet ve hükümet başkanlarının, 1963 yılında kurulan "Afrika Birliği Örgütü (OAU)'ya son vererek, onun yerine Afrika Birliği- AU'yu kurdukları bilinmektedir. Adeta bir karnavalı andıran törende, Libya Devlet Başkanı Muammer Kaddafi, Afrikalıları sömürgeciliğe karşı savaşlarından dolayı kutlayarak, barış, gelişme ve demokrasi hakkında güzel birtakım sözler söylemiş, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan yeni kuruluşa başarılar dileyerek, Afrika Kıtasında patlak veren çatışmaları takbih etmekten de geri kalmamıştır. Bu gösterişli törenden sonra cevaplandırılması gereken soru, bundan böyle nelerin değişebileceğidir. Bu toplantıda hayatına son verilen 39 yıllık Afrika Birliği Örgütü "Etkisiz" olmakla suçlanmakla birlikte, ülkelerin mevcut sınırlarını korumakta, sömürgeciliğe muhalefet etmekte ve birçok iç savaşın sona erdirilmesinde başarılı olmuş, fakat, Afrika Diktatörlerine karşı çıkmakta "Çok zayıf" kalmıştı. Nitekim gerçek bir kasap olan Uganda Devlet Başkanı İdi Amin'in, geçmiş yıllarda, OAU başkanlığına getirilmiş olması büyük bir skandal değil mi idi? Bu nedenle, "Afrika Birliği Örgütü (OAU) yerine kurulan "Afrika Birliği" (AU)'nun daha başarılı bir çizgi izlemesi beklenmektedir. Kuruluşun ilk Başkanlığına seçilen Güney Afrika Cumhurbaşkanı Thabo Mbeki, Afrikayı bir "Demokrasi Kıtası" yapmak istediklerinden bahsetmiş, kuruluşun diğer liderleri "Avrupa Birliği" örneğinden esinlenerek, bir "Afrika Parlamentosu" ile bir "Afrika Adalet Divanı", bir "Afrika Merkez Bankası" kurmaktan ve Afrika Kıt'asına özgü bir "Ortak Para"yı yürürlüğe sokmaktan söz etmişlerdir. Bunların dışında Afrika Liderleri, seçimlerin dürüst yapılması için "Ortak Seçim Standart"larından da söz etmişlerdir. Ne var ki, geçmişte bu tür sözlerin tutulmadığı ve Mart 2002'de yapılan Zimbabwe Seçimlerinde gözlenen yolsuzluklara rağmen, Afrikalı Liderlerin bu seçimlerin sonuçlarını, vakit kaybetmeden, onayladıkları bilinmektedir. Son toplantıda, 15 üyelik bir "Afrika Barış ve Güvenlik Konseyi"nin kurulması ve bu organın cinayet ile soykırımları durdurmak için birlikler yollama yetkisi ile donatılması ise olumlu karşılanmıştır. Nitekim, 1994'teki Rwanda Soykırımında 800.000 kişinin katledildiği ve fakat diğer Afrikalı ülkelerin buna seyirci kaldıkları unutulmamıştır. Kısaca, eğer OAU yerine kurulan AU, Afrika Kıt'asındaki şiddeti azaltabilirse, ancak o zaman, Durban'da yapılan kutlama şenlikleri hedefine varmış olur.