Araplar, Bush yönetimine "kuşku" duyuyor

A -
A +

Toplam nüfusu 250 milyona yaklaşan ve "Arap Birliği" içinde 22 devletten oluşan Arap dünyası genellikle ABD'ye ve özellikle Bush yönetimine karşı "kuşku" duymaktadır. Bunun son örneğini, Ağustos ayı başında Kahire'de yapılan bir akşam yemeğinde ünlü bir Mısırlı iş adamı; "ABD Sudan'ın Darfur bölgesindeki 'etnik temizlik'e karşı neden bu kadar ilgi duymaktadır? Yoksa Darfur'da petrol veya uranyum mu var?" sözleriyle ortaya koyarken, Arap dünyasının ünlü El-Cezire TV kanalındaki bir yorumcu Irak'taki kiliselere karşı yapılan saldırıları, Arap mukavemet hareketini lekelemek için, ABD'nin düzenlediği iddiasını ortaya atmıştır. Bu iddialardaki "evham" payı büyük olsa bile, bunlar Arapların Batı'ya ve özellikle ABD'ye karşı beslediği "şüphe"yi dile getirmektedir. Nitekim bunun bir başka örneği şudur: ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell ile, Irak Başbakanı İyad Allawi ve Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Suud al-Faisal'ın, Arap ve Müslüman ülkelerinin Irak'a, Irak polisine destek olmak için, bir silahlı güç yollayacaklarını bildirmiş, Bağdat'taki hükümet çevreleri de bu gücün Malezya, Fas, Nijerya, Pakistan,Tunus ve Yemen'den oluşacağını ve buna Mısır'ın teknik destek ve petrol zengini körfez ülkelerinin ise iki milyar dolar tutarında bir yardım sağlayacağını duyurmuşken, Powell'ın Suudi Arabistan'dan ayrılmasından kısa süre sonra, Suudi Arabistan otoriteleri ve Arap Birliği'nin Genel Sekreteri Amr Moussa Arap ve Müslümanlardan oluşacak bir gücün ancak BM komutası altında hareket edeceğini açıklamak lüzumunu duymuştur. Buna rağmen bu haberin yayılması üzerine, Beyrut'ta yayımlanan Al-Safir gazetesi yazarı Talal Salman "Washington, Arap ordularının ABD'yi Irak bataklığından kurtarmaktan başka bir görevi olmadığını mı zannetmektedir?" diye sormuştur. Diğer taraftan, Arap ülkeleri Darfur'daki etnik krize ABD'nin müdahalesi yerine Arap ülkelerinin görev alması görüşünü savunmakta, bir Arap ve Müslüman ülkesi olan Sudan'ın, Afganistan ve Irak gibi, ABD'nin işgaline uğramasını istememektedirler. Nitekim Irak Başbakanı Allawi'nin sekiz Arap ülkesinin başkentine yaptığı son gezi esnasında, hepsinden sıcak ilgi gördüğü ve bu arada Kuveyt ile Irak'ın on dört yıldan beri kesik bulunan diplomatik ilişkileri yeniden kurdukları, bugüne kadar "intihar saldırıcısı" sözde mücahitlere barınak sağlayan Suriye'nin bile, bundan böyle bunlara karşı sınırlarını daha sıkı bir şekilde koruma sözü verdiğini görüyoruz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.