Avusturya Cumhurbaşkanı ve Türkiye'nin AB üyeliği

25 Nisan 2004 günü Avusturya'da yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimini 65 yaşındaki Sosyal Demokrat Heinz Fischer'in kazandığını biliyoruz. Bu seçimde Fischer oyların %52.4'ünü alırken, yabancı düşmanı Özgürlük Partisinin fiilen lideri olan ırkçı Jörg Haider'in son dakikada desteğini alan ve halen Başbakan Wolfgang Schüssel hükümetinde Dışişleri Bakanlığı görevini sürdüren Muhafazakar aday Bayan Benita Ferrero-Waldner ise, oyların %47.6'sını alarak seçimi kaybetmiştir. Her ne kadar Bayan Waldner ırkçı Haider'in vali olarak bulunduğu tarımsal Carintia Eyaleti seçiminden oldukça yüksek oy almışsa da, daha liberal yörelerin oyları Sosyal Demokrat aday Fischer'e yönelmiştir. Bu nedenle, bazı gözlemciler ırkçı Haider'in Bayan Ferrero-Waldner'e seçimde destek olmasını "Ölüm Öpücüğü" olarak nitelemişlerdir. 8.2 milyon nüfuslu ve 83.860 kilometre kare yüzölçümlü Avusturya'nın Cumhurbaşkanlığına seçilen Sosyal Demokrat Fischer, partisinin "Solcu Vicdanı" olarak tanınmakta ve 30 yılı aşan siyasal hayatının son 14 yılı boyunca Avusturya Parlamentosunun başkanlık ve başkanlık yardımcılığını yapmış bulunmaktadır. Avusturya Cumhurbaşkanlarının, bir zamanlar Habsburg Hanedanına mensup imparatorların hüküm sürdüğü Hofburg sarayında görev yapmalarına rağmen, yetkileri daha ziyade "Sembolik" nitelik taşımakta, bununla birlikte Cumhurbaşkanlığına bir Sosyal Demokrat'ın seçilmesi, Avusturya'da bugünkü Koalisyon Hükümetini oluşturan partilerden biri olan Başbakan Schüssel ve Haider'in "Özgürlük Partisi"ne gelecek seçimler bakımından bir "Uyarı" oluşturmaktadır. Bu nedenle, Haziran ayında Avusturya'da yapılan "Avrupa Parlamentosu Seçimleri" hem Başbakan, hem de Jörg Haider için büyük önem taşımakta idi. Doğrusu istenirse, 55 yaşındaki diplomat ve Dışişleri Bakanı olan Cumhurbaşkanı adayı Bayan Ferrero-Waldner, seçim kampanyasını, Fischer'e nazaran daha dinamik bir şekilde yürütmüş olmasına rağmen, kadın olduğu için bazı muhafazakar seçmenlerden, ırkçı Haider'in desteğine sahip olduğu için ise, Haider'den nefret eden liberal çevrelerden oy alamamış ve seçim yarışının son günlerinde Sağcı Hükümetle, Sosyal Demokrat ve Yeşillerin oluşturduğu muhalefet arasında, adeta bir savaş yaşanmış ve neticede bir buçuk yıl önce büyük seçim zaferi ile Başbakan olan Schüssel'in muhafazakar Özgürlük Partisi Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden yenik çıkmıştır. Türkiye'nin AB üyeliğine pek sıcak bakmadığı bilinen Avusturya Cumhurbaşkanını, Almanya Başbakanı Schröder'in "Almanya ve Fransa'nın Türkiye'nin AB üyeliği için anlaşmış oldukları" açıklamasından etkilenmesi gerektiğini düşünüyorum.