Medya haberlerinden Irak'a düzenlenecek operasyon konusunda Bush yönetimine dışarıdan ve içeriden gelen tepkilerin giderek çoğaldığını, desteğin ise azaldığını biliyoruz. Ayrıca ABD Başkanı George Bush'a ABD kamuoyunda gösterilen desteğin ekonomik nedenlerle de süratle azaldığı anlaşılmaktadır. Gerçekten Başkan Bush'un göreve başladığı 20 Ocak 2001 günü 10.600 seviyesinde olan sınai endeksinin bu yılın Temmuz ayının başında 8.000'in altına düştüğü, yani hisse senetlerinin % 24 oranında değer kaybettiği bildirilmektedir. Bu durum ise, Başkan Herbert Hoover'in ilk onsekiz ay zarfında 1929 krizi esnasında Amerikan piyasalarının uğradığı kayba eşittir. Nitekim bu yılın başında 2/3 oranında desteğe sahip olan Başkan Bush'un son yapılan nabız yoklamalarında bu desteğin % 50'nin altına indiği anlaşılmakta ve bu yılın Kasım ayında yapılacak olan Temsilciler Meclisi, Senato ve Eyalet Valiliği seçimlerinde Bush'un liderliğindeki Cumhuriyetçi Partinin yenilgiye uğramasından korkulmaktadır. ABD'de Irak'a operasyon yapılmasına "Bush durdurmalıdır" sloganı ile karşı çıkan iç çevreleri Bush'un özellikle borsanın düşmesinden ve ülkede yaşanan şirket skandallarından dolayı düşen prestijini kurtarmak için, Kasım seçimlerinden önce Ekim ayında Irak'a saldırmayı tasarladığını iddia etmekte ve Bush'u bu "Riskli" girişimde "Silah Lobisi" ile Irak Petrollerine göz koyan "Petrol Lobisi"nin desteklediğini iddia etmektedir. Oysa aynı çevrelere göre, Irak, ABD'nin Irak'ı işgal etmemesi halinde, Birleşmiş Milletlerin her çeşit silah denetimine müsaade edeceğini iddia etmekte, geçmişte Irak'ta BM adına silah denetimi yapan Denizci Scoot Ritter, Irak'ın kimyasal ve biyolojik silahlara sahip olmadığını ve ayrıca bu silahları kullanacak uzun menzilli füzeleri bulunmadığını ileri sürmekte, ABD'nin istemesi halinde, Irak'ın bu tür füzelerini bombardıman suretiyle kolayca imha edebileceği vurgulanmaktadır. Aynı çevreler, Irak'ın, 11 Eylül 2001 saldırısında iştirakinin olmadığını, oysa Irak'a yapılacak saldırının Arap Dünyasında taşkınlık ve öfke oluşturabileceğini, bunun da Ürdün ve Mısır gibi ABD taraftarı rejimleri sıkıntıya sokacağını ve Orta Doğuda Taliban modeli Amerikan aleyhtarı Aşırıların güç kazanabileceğini vurgulamakta, Körfez Savaşındaki, Üç günlük Savaşın maliyetinin 61 milyar ABD doları olduğunu ve fakat bunun 48 milyarının Kuveyt, Suudi Arabistan ve Japonya tarafından yüklenmesine rağmen, ABD ekonomisinin yine de durgunluğa sürüklendiğini söylemekte, bu defa yapılacak Irak işgaline ise hiçbir yabancı hükümetin mali destek vermeyeceğini ve bütün masrafların ABD vergi mükelleflerine yükleneceğini hatırlatmaktadır. ABD nin Irak'a saldırmasının, Türkiye'nin siyasi ve ekonomik çıkarları açısından risklerini biz de bildiğimiz için "Bush bu tehlikeli maceradan vazgeçmelidir" diyoruz.