Bu ne biçim Danışma Kurulu Raporu?

A -
A +

Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu (BİHDK)'nun, 1 Ekim 2004 toplantısında görüşülerek kabul edilen "Türkiye'de İnsan Hakları 2004 Ön Raporu'nun 1 Kasım'da Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Gül'e sunulacağını ve bu kurula bağlı olarak çalışan "Azınlık Hakları ve Kültürel Haklar" grubunun hazırladığı "Azınlıklar Raporu"nun da bu rapora ek olarak verileceğini medya haberlerinden öğreniyor; ne var ki bu iki raporun ekim ayının ikinci yarısının başında kamuoyuna açıklanarak medyada "Tartışma" konusu oluşturduğunu da görüyoruz. Hatırlanacağı üzere, AB İlerleme Raporunda Kürt ve Alevî vatandaşlarımızdan azınlık olarak söz edilmesi Ankara'nın tepkisine neden olmuş ve bu ifadeler metinden çıkarılmış veya değiştirilmişti. Ne var ki, BİHDK'nın söz konusu raporları, AB İlerleme Raporundan neden daha ileri giderek, Türklüğün bir alt kimlik olduğu, üst kimlik olarak kabul edilirse bunun diğer alt kimlikleri yabancılaştıracağını, bu nedenle de "Türkiyelilik"in esas alınması gerektiğini savunuyor. Oysa DEHAP ve Leylâ Zana'nın da Kürtlerin azınlık konumunu reddedip aslî kurucu ortak oldukları gerekçesi ile bunun anayasaya geçirilmesini istediklerini biliyor ve bu nedenle söz konusu Danışma Kurulu'nun vardığı sonucun bu görüşe yakın olduğunu görüyoruz. Diğer taraftan, sözde adı "Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu" olan bir kuruluşun ve gruplarının, Başbakanlığın kendilerinden bir talebi olmadan bu rapor ve raporları kendiliğinden hazırlayarak ve Başbakanlığa sunmak yerine, öncelikle bunu kamuoyuna açıklayarak tartışmaları başlatması karşısında, benim köşe yazısı başlığında dile getirdiğim "Bu ne biçim Danışma Kurulu Raporu?" sorusunu sormamak mümkün değildir. Kaldı ki, BİHDK'nın "Türkiye'de İnsan Hakları Raporu", bu kadarla da yetinmeyerek, yine kendiliğinden Parlamenter rejim, seçimlerde %10'luk ulusal baraj, katılımcı demokrasi ve anayasada yer alan birçok maddeyi -üstelik yanlış olarak- yorumlayıp değerlendirmekte ve kanaatimce, AK Parti Hükümetine haksız ve yersiz suçlamada bulunarak, bir "Bilim Kurulu"ndan ziyade, iktidara karşı sert, haksız ve yersiz eleştiriler yönelten bir "Muhalefet Grubu"nu, andırmaktadır. Söz konusu kurulun ve ona bağlı grubun tespitlerini, basına aksettiği oranda neden yanlış ve yersiz bulduğumu ise bir başka yazımda etraflıca ele almak istiyorum.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.