Çağdaşlaşma ideolojisi olarak Atatürkçülük

A -
A +

Kasım ayında Atatürk'ü, ölümünün 67. yılında bir kere daha anarken, hafızam beni, Atatürk'ün 100. doğum yıl dönümü dolayısı ile 25-27 Ekim 1981'de Kudüs'ün İbrani Üniversitesi'ne bağlı Harry S. Truman Araştırma Enstitüsü tarafından düzenlenen ve Türkiye'den Prof. Dr. Vakur Versan ile birlikte birer tebliğ ile katıldığımız milletlerarası toplantıya götürüyor... Amerikan, Fransız, İngiliz, Alman, Türk ve İsrail bilim adamları ile uzmanlarının katıldığı bu Colloqium'un ilginç yönü: Atatürk Devrim ve İlkelerini, başka bir deyimle 'Atatürkçülük-Kemalizm'i bir 'Modernleşme Hareketi' olarak ele alması idi.(*) Nitekim, sözü geçen Kudüs toplantısında 'Modernleşme İdeolojisi' başlıklı bildiri ile toplantıyı açan dünyaca ünlü sosyolog ve Kudüs İbrani Üniversitesi 'Modernleşme ve Karşılaştırmalı Uygarlık Araştırma Merkezi'nin koordinatörü olan Prof. Shamuel N. Eisenstadt da Kemalizm'i veya profesörün deyimini kullanacak olursak, 'Türk Devrimi'ni bir Modernleşme İdeolojisi olarak kabul etmekte ve Atatürk Devrimini, İngiliz, Fransız, Rus ve Çin devrimleri arasında zikrederek, bunun ülkenin siyasal rejimine köklü bir değişim getirdiğini ve 'Evrensel' bir nitelik taşıdığını vurgulamakta idi. Yine, Prof. Eisenstadt'a göre bir modernleşme hareketinin ideoloji haline yükselebilmesi için 'Kurumsal-institutional' yönü yanında ve dışında bir, 'İdeolojik' yönünün de bulunması gerekir. Modern ve büyük yollar ve binalar ile yüksek ekonomik kalkınma modernleşmenin 'Kurumsal' yönünü oluştururken, laiklik, akılcılık ve pragmatizm gibi nitelikler modernleşmenin 'İdeolojik' yönünü temsil etmektedir. Konuşmasında 'Modernleşme İdeolojileri'nin 'Kısmî' veya 'Total' olabileceğini vurgulayan Prof. Eisenstadt 'Kemalist Modernleşme'yi 'Total-Bütüncü' modernleşme ideolojisine bir örnek olarak göstermekteydi. Gerçekten, 'Kemalist Modernleşme' sadece siyasal ve ekonomik değil, kültürel çağdaşlaşmayı da öngördüğü için, Osmanlı İmparatorluğu döneminde girişilen 'Kısmî Modernleşme'yi öngören 'Islahat' hareketlerinden ayrılmakta ve 'Total-Bütüncü' bir nitelik kazanmaktadır. Nitekim Osmanlı Tarihi konusunda büyük otorite olan Halil İnalcık, 1988'de Türk Tarih Kurumu Dergisi'nin 204. sayısında yayınlanan 'Atatürk ve Türkiye'nin Modernleşmesi' başlıklı makalesinde şunları söylemektedir. 'Modernleşmede Atatürk İhtilali topyekûn bir ihtilaldir. O, Batıyı hayat felsefesi ile ve onun bütün sembolleri ve değer hükümleri ile benimsiyordu. 1925'te diyorduk ki 'Medeniyim diyen Türkiye Cumhuriyeti halkı, zihniyeti ile de medeni olduğunu ispat ve izhar etmek mecburiyetindedir. Aile hayatı ile, yaşayış tarzı ile medenî olduğunu göstermek mecburiyetindedir.' 1927'de 'Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz inkılâpların gayesi Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen asrî ve bütün mana ve eşkali ile medeni bir heyet-i ictimaiye haline isal etmektir. İnkılabımızın umde-i asliyesi budur. Artık duramayız. Behemehal ileri gideceğiz.' ..... (*) Bu toplantıya sunulan tebliğler için bk: "Atatürk and The Modernization of Turkey (Edited bay Jacop Lanlau) Westriew Hess, 1984"

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.