Castro'nun müzelik komünizmi

A -
A +

Küba, geride kalan temmuz ayının son haftasında, Fidel Castro'nun 1953 Temmuzunda, Küba Diktatörü Batista'ya karşı başlattığı ayaklanmanın 50. yıldönümünü kutladı. Küba'daki Komünist rejimin bilançosu 'kutlanacak' birşey bırakmadığı için Fidel Castro da kutlama konuşmasında AB aleyhine bol bol atıp tutmayı tercih etti. Gerçekten Castro yönetimimin Nisan 2003'te, muhaliflere karşı yeni sert tedbirler aldığını, aralarında bağımsız gazeteciler, yayıncılar ve demokrasi aktivistleri olmak üzere 75 muhalif kişiyi ağır hapis cezasına çarptırdığını, bunun üzerine AB'nin de, Küba'ya yardımı keserek siyasal ilişkilerini askıya aldığını görüyoruz. Öyle anlaşılıyor ki, ülkenin ekonomik problemleri memnuniyetsizlik homurdanmalarını daha da arttırmadan, Castro Yönetimi büyüyen muhalefeti susturmak istemiştir. Castro Devrimi özgürlükleri sınırlamak ve Sovyet malî desteğini sağlamak karşılığında sağlık ve eğitim alanında bazı ilerlemeler kaydetmiş, nitekim ülkedeki çocuk ölüm oranı, diğer latin Amerika ülkelerine nazaran en düşük seviyeye inmiştir. Ne var ki 1991'de Sovyetler Birliği'nin yıkılması ile, bu ülkenin mali desteğini kaybeden Castro, komünist rejimin prensiplerinden taviz vermeye başlamış ve gerçekte Küba Devrimi'nin sonu olan Castro'nun can düşmanı ABD'nin parası 'dolar'ın kullanılmasına ve yabancı yatırımcıların turizm endüstrisine girmesine müsaade ederek ülkede dolarlı komünizmi yürürlüğe sokmuştur. İşin komik ve aynı zamanda hazin yönü şudur: Küba halkının, Castro devrimi yönetimi altında tam iflas noktasına gelmesinde, ABD'de yaşayan 1.2 milyon Kübalı'nın para havaleleri ile AB ülkelerinden ülkeye gelen yatırımcılarla turistlerin dolarları önlemekte, fakat yine de Castro, hem ABD hem de AB'den nefret etmektedir. Komünist ekonominin iflası ise yeni eşitsizlikler de doğurmakta ve nitekim turistik bir otelde çalışan bir kadın garsonun bir günlük yevmiyesi örneğin bir hekimin veya öğretmenin aylık maaşını geçmektedir. Bugün bir Kübalı için, Miami'de oturan bir yakınına sahip olmak, Komünist Parti üyelik kimliğinden daha cazip olmuştur. 1989'da Berlin Duvarı'nın yıkılmasından 14 yıl sonra bile ekonomik başarısızlığa uğrayan sistemine rağmen, 77 yaşındaki Castro'nun ayakta kalmasının başlıca nedeni ise uyguladığı baskı rejimi ve Küba'nın içinden kaçılması zor bir ada olmasıdır. Ayrıca, ABD'nin lüzumsuz yere uyguladığı ekonomik ambargo da Komünist Castro'ya Küba Milliyetçiliği'nin savunuculuğuna soyunmak ve sisteminin ekonomik başarısızlıklarını bu ambargoya fatura etmek fırsatını vermektedir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.