Bugünkü yazımın başlığı, Taha Akyol'un bundan bir süre önce "Milliyet"te yayınlanan bir köşe yazısının başlığıdır. Köşe yazarı, kestirme yoldan, Kemalizm'in toplumu bir "Nesne", sosyal demorkrasinin ise bir "Özne" olarak gördüğünü beyan ettikten sonra, öteden beri radikal sol söylemleri ile tanınan CHP'li Kemal Anadol ve Hasan Fehmi Güneş'in "Özelleştirme" ve "Kamu yönetimi reform tasarısı" ile ilgili birer beyanını aktardıktan sonra, "Kemal Derviş, Hurşit Güneş, Memduh Hacıoğlu, Altan Öymen..." Çıksın, bu görüşlerin "Sosyal Demokrat" olduğunu söylesin ben de "Ben bilmiyor muşum" diye yazacağım demektedir. Hiç şüphe yok ki, Sayın Akyol'un bu iddia ve beyanlarına cevap vermek, hiçbir siyasi parti ile, ömür boyunca, hiçbir organik bağı olmamış, tarafsız bir siyaset bilimcisi olan bu satırlar yazarına değil, başta CHP başkanı olmak üzere, bu partinin mesuplarına düşer. Ne var ki, yıllardan beri Atatürkçü düşünce sisteminin adı olan "Kemalizm" üzerinde birçok araştırma ve yayın yapan bir akademisyen olarak sırası düşmüşken, "Kemalizm ve Sosyal Demokrasi" konusundaki tesbit ve düşüncelerimi kısaca özetlemek isitiyorum. Her şeyden önce şunu beyan edeyim ki, ben Sayın Akyol'dan farklı olarak, "Kemalizm" ile "Sosyal Demorasi"nin, birbirinden tamamen ayrı ve bağdaşmayan birer düşünce sistemi olmak şöyle dursun, Sosyal Demokrasinin, Kemalizm'in ayrılmaz ve önemli bir parçası olduğunu düşünüyorum. Bilindiği gibi Kemalizm gibi Sosyal Demokrasi de ne liberal anlayışın getirdiği özgürlükler uğruna sosyal adaletten, ne de Marksist Sosyalizm'in getirdiği sosyal adalet kavramı uğruna özgürlüklerden vazgeçmiş değildir. Bunun sonucu Kemalizm, liberal devlet anlayışını yetersiz bularak, sosyal devlet anlayışını gündeme getirdiği gibi, Marksizm'den farklı olarak, düzeni değiştirmek için ihtilâli değil, demokratik yöntemi seçmiştir. Kanaatimce "Kemalizm" ile "Sosyal Demokrasi"nin birbirinden tamamen ayrı şeyler olduğunu ileri sürmek için, bu iki düşünce sisteminin de değişik evrensel değerlere dayandığını ispatlamak gerekir. Oysa, "Sosyalist Enternasyonal" tarafından ifade edilen sosyal demokrasinin, özgürlük, eşitlik ve sosyal adalet, çoğulculuk ve katılımcılık, dayanışma ve barış gibi evrensel, değerlerin hepsi Atatürkçü düşünce sisteminin adı olan Kemalizm'in, Cumhuriyetçilik,Halkçılık, Devletçilik, Milli Egemenlik, ve "Yurta Sulh, Cihanda Sulh" ilkelerinde yer almakta ve ifadesini bulmaktadır. Bu itabarla, CHP'nin "Kemalist" olması, onun aynı zamanda bir sosyal demokrat parti olmasına engel değildir. Sayın Akyol'un, 3 Ocak 2004 tarihli "Sol ve CHP" başlıklı köşe yazısında ANAR'ın araştırmasında kendisini "Sosyal Demokrat" diye niteleyen seçmen oranı %24.4, ama CHP'nin oy oranı %20'den ibaret" sözleri ile dile getirdiği durumun bana göre asıl nedenini, CHP'nin gerçek bir sosyal demokrat parti olup olmamasında değil, "Sosyal Demokrat" olduğunu iddia ve beyan eden ve seçime giren en az 7-8 siyasî partinin CHP'nin oylarını bölmesi olgusunda aramak daha doğru olur.