Yarın, 29 Ekin 1923'te ilan edilen Cumhuriyetimizin 80. yıldönümüdür. "Cumhuriyet" Atatürk'ün en büyük eseri ve bize emanetidir. Nitekim, Atatürk, 10. Yıl Nutku'nda şöyle der: "Az zamanda çok işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyetidir. Bu yıl 80. yayın yılını tamamlayan dünyaca ünlü "Time dergisi" de bu 80 yılın her birine o yılın en önemli yılını ayırırken, 1923 yılının en büyük olayının Mustafa Kemal'in kurduğu Cumhuriyet olduğunu yazmıştır. 29 Ekim 1923'te ilan edilen Cumhuriyet, kademe kademe oluşumunu sürdürmüş, Demokratik, Laik, Milli (Üniter) ve Sosyal nitelikler kazanan gelişmeler göstermiştir. "Cumhuriyet" kelimesi Arapça "Halk-Büyük kalabalık" anlamındaki "Cumhur"dan gelmiştir. Bu kelimenin Fransızca karşılığı "La Republique" İngilizce karşılığı "The Republic" olup, "Kamu malı" anlamına gelen Latince "Res Publica" kelimesinden esinlenmiştir. Kısaca Cumhuriyet, yasama ve yürütme organları seçimle oluşan halkın yönetimidir. Eski Yunan sitelerinin ve Orta Çağlardaki Venedik ve Ceneviz Cumhuriyetlerinin yöneticileri ayrıcalıklı kimseler tarafından seçildikleri için bu devletler "Aristokratik Cumhuriyettir. Çağdaş cumhuriyet ise, genel oya yani halkın egemenliğine dayanan "Demokratik Cumhuriyettir." Osmanlı düşünürlerinin hedefi Cumhuriyet değil, "Meşruti Monarşi", olmuş Fransız Devriminin ürünü olan Cumhuriyet fikri ilk defa Mustafa Kemal tarafından kuvvetle ortaya atılarak, 12 Ocak 1920'de İstanbul'da toplanan son Osmanlı Mebusan Meclisi Misak-ı Milliyi ilan edip, 16 Mart 1920'de İşgal Kuvvetlerinin tehdidi sonucu dağılınca, Mustafa Kemal 23 Nisan 1920'de Ankara'da Millet Meclisini toplayarak, 20 Ocak 1921 Teşkilatı Esasiye Kanununda Milli Egemenlik Prensibi açıkça ilan edilmiş, bu ise "Reisicumhursuz" bir Cumhuriyetin kurulması anlamına gelmiştir. TBMM, 1 Kasım 1922'de Saltanatı kaldırmış, 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Barış Andlaşmasını onaylamış, 13 Ekim 1923'te Ankara Başkent olmuştur. 29 Ekim 1923 akşamı, 1921 Anayasasını Cumhuriyetin ilanı yönünde değiştiren tasarı TBMM'de oy birliği ve "Yaşasın Cumhuriyet" sesleri ile kabul edilirken, Mustafa Kemal toplantıya katılan üyelerin oy birliği ile Cumhurbaşkanlığına seçilmiştir. Cumhuriyetin 80. yıldönümünü kutlarken, anlam ve niteliklerini sadece Anayasanın maddelerinde aramak yetersizdir. Zira Cumhuriyetimizin temel niteliklerini destekleyen, "Cumhuriyet Fazilettir", Çağdaş ve medeni gelişim ve değişmeye açık olmak", "İlmin yol göstericiliği ve akılcılık", "Misak-ı Millî", Yurtta Sulh Cihanda Sulh" ve "Kayıtsız Şartsız Egemenlik" gibi, bu nitelikleri destekleyici esasları da vardır. Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet, 1923'ten itibaren gelişme geçirerek, Türkiye'yi bugün İslam Dünyasının tek "Demokratik, Laik ve Serbest Piyasa ekonomisine dayalı ülkesi haline getirmiş, Batı Dünyası bile Cumhuriyetimizi, İslam Ülkelerine "Model" olarak görmeye ve göstermeye başlamıştır. Ne var ki, ülkede Demokrasiyi gerçekleştirmek için büyük atılımlar yapan ve bu yolda başarılar kazanan Cumhuriyetin 80. yılını kutlarken, en büyük ayıbımız ve üzüntümüz 1995'ten bu yana Türkiye'de yolsuzluk konusunun durmadan gündemde olması ve uluslararası saydamlık örgütü olan "Transpareney İnternational'ın Yolsuzluk Algılama Endekslerine göre, Türkiye 2002'de 54. sıradan 64'e gerilerken, 2003'te 77. sıraya kadar gerilemesidir. Bu nedenle, eğer "Demokrasi"yi "Kleptocracy-Soygun Yönetimi"ne dönüştürmek istemiyorsak, İktidar ve Muhalefet olarak, yolsuzluğa karşı büyük savaş açmak ve öncelikle banka hortumlamaları ile bu hortumlamalar karşısında yargıyı kuvvetlendirmek zorundayız.