Disiplin cezalarına yargı yolu

A -
A +

Anayasa'nın 129/3 maddesi; "Uyarma ve Kınama Cezaları ile ilgili olanlar hariç, Disiplin Kararları Yargı Denetimi Dışında Bırakılamaz" hükmünü içermektedir. Bu suretle, Anayasa'nın Uyarlama ve Kınama Disiplin Cezalarını yargı denetimi dışında bırakmak veya bırakmamak takdir yetkisini kanun koyucuya tanıdığı söylenebilir. Devlet Memurları Kanununun değişik 135. maddesi de Uyarma ve Kınama Cezalarına karşı idarî yargı yoluna başvurulamayacağını açıkça söylememekle birlikte, aylıktan kesme, kademe ilerlemesinin durdurulması ve devlet memurluğundan çıkarma gibi diğer disiplin cezalarına karşı idarî yargı yoluna gidilebileceğini belirtmektedir. Yine aynı kanunun m. 136/4 hükmü, uyarma ve kınama cezalarına itiraz edilmemesi veya itirazın reddedilmesi durumlarında ise, verilen kararların kesin olduğunu ve bu kararlara karşı idari yargı yoluna başvurulamayacağını öngörmektedir. Bu suretle, Devlet Memurları Kanununun, diğer disiplin cezalarına karşı yargı denetimi yolunu açık tutarken, Anayasa'nın kendisine tanıdığı yetkiye dayanarak, uyarma ve kınama cezalarına karşı yargı denetimi yolunu kapadığı yani takdirini bu yönde kullandığı söylenebilir. İlk bakışta, uyarma ve kınama cezalarının, disiplin cezaları sıralamasında, yaptırım açısından en hafif cezalar olmaları nedeni ile yargı denetimi dışında tutulduğu izlenimi doğmakta ise de, bir idare hukukçusu olan bu satırların yazarı, diğer meslekdaşları gibi, bu düzenlemeyi öteden beri eleştiregelmiştir. Nitekim 2001 yılında iki meslekdaşım ile birlikte yayınladığımız Ortak İdare Hukuku kitabımızda şunları söylemişiz: "Gerek Anayasa'nın 125/1 maddesinin idarî yargı konusunda getirdiği ilke gerek bu cezaların üstler tarafındın doğrudan verilebilmesi imkanının bulunmasının, keyfiliğe ve takdir yetkisinin kötüye kullanılmasına yol açabileceği olgularından hareketle, uyarma ve kınama cezalarının da idarî yargı denetimine açık olması ve yargı denetimi dışında bırakılmaması gerektiğini düşünüyoruz" (*) Ne var ki, uyarma ve kınama cezalarına karşı idarî yargı yolunu açmak için Anayasayı değiştirme yoluna gitmek değil, Devlet Memurları Kanununun 136/4 maddesini değiştirmek yeterli olacaktır. ........ (*) Giritli-Bilgen-Akgüner, İdare Hukuku, DER Yayınları s. 559, İstanbul 2001.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.