Güneydoğu'da neler oluyor?

A -
A +

Barzani Irak'ta bir Kürt Devleti kurarak Orta Doğu'da büyük bir Kürdistan oluşturmak planlarını sinsice yürütürken geride bıraktığımız kasım ayında Şemdinli ve Yüksekova ilçelerinin ardından kent merkezi Hakkari ilinde de şiddet olayları ile sokak gösterilerinin patlak verdiğini, PKK sembollerini taşıyan ve terörist başı Öcalan lehine sloganlar atan ve DEHAP'lı belediye başkanları tarafından yönetilen kalabalıkların devlet ve hükümet temsilcisi valiyi hedef alarak, 'Vali istifa' sloganlarını attıran ve bu olayların uzantısı olarak Diyarbakır, Şırnak ve Mersin'deki kaygı verici olayları o günlere ait medya haberlerinden hatırlıyoruz. Hükümetin, Şemdinli'de cereyan eden bazı hukuk dışı olayların failleri kim olursa olsun cezalandırılacağını beyan etmesine ve basınla muhalefetin bu 'Tahrik' olaylarına büyük tepki göstermesine rağmen, bölücü güçlerin Güneydoğu'da adeta bir nevi ayaklanma provaları yapmağa kalkıştıkları görmezlikten gelinemez. Diğer taraftan, yine medya haberlerinden 11 Kasım 2005 Günü Irak Kürdistanı'nın başkenti Erbil'de 'Amerikan Kürt Kongresi'nin sponsorluğu altında bir 'Bağımsız Kürdistan Konferansı'nın toplandığını ve bu toplantıda Suriye, İran ve Türkiye'de de bağımsız Kürt Federal bölgelerinin kurulma imkanlarının araştırıldığı ve bu girişimlere karşı sözü geçen bölge ülkelerinin muhtemel engellemelerine karşı Kürtlerin mukabil yöntemlerinin tartışıldığını, fakat şimdilik Kürtlerin bulundukları ülke sınırları içinde mücadele ederek, Irak Kürtlerinin elde ettiği haklara benzer haklar elde etmekle yetinmeleri hususunun bir 'ortak görüş' olarak belirlendiğini öğreniyor ve Güneydoğu'muzda cereyan eden son olaylarla Erbil'deki Bağımsız Kürdistan Konferansı'nda ele alınan bu konuları bir araya getirdiğimiz zaman, dışarıda Türkiye'yi bölme planları yapılırken, sınırlarımızın içinde ise, ayaklanma provalarının başlatılıp başlatılmadığını kendi kendime soruyorum. Bu olayların en hazin yönü ise, bence şudur; Kuzey Irak'ta PKK varlığına son vermesini istediğimiz dostumuz ve stratejik müttefikimiz ABD'nin bu talebimizi yerine getirmesini beklerken, Türkiye'nin yanı başında ve ABD'nin denetiminde bulunan Irak'ta Türkiye'yi bölme planlarının yapılmasına ABD'nin açıkça katılmasa bile seyirci kalmasıdır. İşte bu nedenle Hakkari Şemdinli'deki Umut Kitabevi'nin bombalanması ile başlayan daha sonra da il merkezi ve Yüksekova'ya sıçrayan olayları değerlendirmek üzere Başbakanın talebiyle 25 Kasım'da Ankara'da toplanan Terör Zirvesi'nde, başta bölücülük olmak üzere, kanunsuz eylemlere müsamaha gösterilmemesinin vurgulanması çok yerinde olmuştur. Diğer taraftan, Güneydoğu'daki olaylarla ilgili olarak TBMM'de soruşturma açılmasına karar verildiğini Soruşturma Komisyonu'nda hazırlanacak raporun TBMM Başkanlığına sunulacağını biliyoruz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.