Haftalık siyasi gazete: "Dünya Gündemi"

A -
A +

2005 yılının başından itibaren her pazar günü yayınlanan ve bu satırları yazdığım zaman 40. sayısını aşmış olan haftalık ulusal gazete "Yeni Dünya Gündemi"ni görmek, okumak ve izlemek fırsatını bulan okuyucularım olup olmadığını bilmiyorum. Ne var ki, zevk ve istifade ile okuduğum bu haftalık yayının, özellikle dış politika haberleri konusunda, büyük bir ihtiyacı karşıladığını ve önemli bir boşluğu doldurduğunu düşünüyorum. Başyazarlığını Cevdet Akçalı'nın yaptığı bu gazete, tüm dünya basını taranmak sureti ile, önemli haber ve yorumların çevirilerinin yapılması ile hazırlanmakta ve bu suretle, sadece ABD ve AB ülkelerinin medyasından yararlanmakla yetinmek yerine, Batı medyasının haber ajanslarının, basın ve yayın organlarının yayınları yanında ve dışında, genellikle Arap medyası ile Avrasya ülkeleri kaynaklarından ve çeşitli dünya ülkelerinin araştırmacı gazetecilerinin yayınlarından Türk kamuoyuna çok faydalı görüşler ve bilgiler sunmaktadır. Gerçekten, dünyada cereyan eden olaylar hakkında yeterli ve doğru bilgi edinmek istiyorsak, bu hedefe sadece ABD'nin ve AB ülkelerinin medyasını izleyerek ulaşmak mümkün değildir. Örneğin: Son yıllarda dünya kamuoyunu birinci derecede meşgul eden Irak'la ilgili olan "Gerçek"lerden başlıcasının Irak'ın Orta Doğu'nun en büyük ikinci petrol üreticisi olgusu olduğunu kim inkar edebilir? Oysa, herkesin bildiği bu gerçek Irak savaşına destek verenlerce çok küçümsendi. Dünya Gündemi'nin 17-24 Temmuz 2005 tarihli 31. sayısında, uluslararası ilişkiler uzmanı Amerikalı Laurence M. Vance'nin imzası ile yayınlanan "Irak Hakkında Bilinmeyen Sekiz Gerçek" başlıklı makalede ise, şu ilginç ifadeler yer alıyor: "Irak'ın sahip olduğu petrolün, ABD'nin orayı işgal etmesi ile ilgisi yoksa, neden kıyılarımızdan sadece 90 mil ötedeki Fidel Castro'ya 40 yıldır dokunulmuyor?" Laurence M. Vance'nin haklı olarak sorduğu, fakat cevapsız kalan soru şudur: Neden 1970'lerde Uganda'da İdi Amin günlerce siyah insanını öldürürken, ABD bir rejim değişikliğini teşvik etmedi? Acaba, Sudan, Endonezya, Zimbabwe, Küba, Uganda ve Ruanda önemli petrol kaynaklarına sahip olsaydı, durum daha mı farklı olurdu? Kanaatimce "Dünya Gündemi" haftalık gazetesi, dünyadaki, siyasal olaylarla ilgili herkesin izlemesi gereken ve büyük bir boşluğu dolduran çok yararlı bir yayındır. Kurucularını ve çalışma ekibini canı gönülden kutluyorum. ..... Not: "3 Ekim"in Türkiye için "başarı" mı "yenilgi" mi oldduğunu soran okuyucularıma: Hiç şüphe yok ki başarıdır. Bu münasebetle 3 Ekim"e kuşkuyla bakanlara, 1921'de Malta'daki sürgünden döndükten sonra, Ankara'da TBMM'ye katılan Ziya Gökalp'in şu sözlerini hatırlatmak istiyorum: "Avrupalı siyasetçilerin bencil ve acımasız oldukları doğru. Amma, Avrupa uygarlığını bu siyasetçiler değil, Avrupa'nın sanatı, bilimi, düşünce hayatı ve tekniği temsil eder. Papaza kızıp oruç bozulmaz. Türklerin yüzü Orta Asya'dan beri hep Batıya dönüktür." Nitekim Mustafa Kemal de bu düşüncede olduğu için Mondros ve Serv'de açığa çıkan Avrupalı müttefiklerin kötü niyetine, Yunanlıların da vahşetine rağmen Batı'yı seçmiştir. Kaldı ki bugün bile AB üyelerinin büyük bir çoğunluğu Türkiye'nin tam üyeliğinden yanadır. İ.G.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.