Ocak ve 1 Nisan günleri, Türk İstiklâl Savaşında, Atatürk'ün deyimi ile "Milletin makus talihini yendiğimiz" 1921 yılındaki I. ve II. İnönü Savaşlarının yıldönümüdür. Türk İstiklâl Savaşının başlıca nedeni; Osmanlı Devletine, Birinci Dünya Savaşı sonunda imzalatılan 30 Ekim 1918 tarihli Mondros Mütarekesinin haksız ve keyfi uygulamasıdır. Fakat asıl neden Batı Anadoluda başlayan Yunan istilası ve Türk halkına karşı girişilen katliam, kötü muamele, işkence ve zülümlerdir. Dış düşmana karşı sürdürülen savaş Doğu, Güney ve Batı olmak üzere, başlıca üç cephede geçmiş, bunların en önemlilerini Yunanlılara karşı Batıda yapılan I. ve II.İnönü, Sakarya ve Başkomutanlık Muharebeleri gibi harekatlar oluşturmuştur. Yunanlıların giriştiği ve her birinden yenik çıktığı Batıdaki bütün bu savaşların siyasal nedeni, Yunan Hükümetinin 220.000 kişilik orduya dayanarak başlattığı ve hem Bizans İmparatorluğunu ihya etmek, hem de Avrupa'nın Türkiye hakkındaki kararlarını yerine getirmek amacıyla "Küçük Asya Seferi"ni kazanmak arzusu idi. Nitekim, 5 Mayıs 1920 günü Yunan Millet Meclisinde konuşan Venizelos "Bugün Yunanistan, Avrupa'nın kararını Türkiye'ye kabul ettirecek en kuvvetli orduya sahiptir" diye öğünüyordu. Ne var ki, Korgeneral Papulas komutasındaki Küçük Asya Ordusu, 6 Ocak 1921'de harekete geçmesine ve insan sayısında bir kat, silahta ise iki katı aşan üstünlüğe sahip bulunmasına rağmen, 9-10 ocak günlerinde yapılan çok çetin savaşlar sonunda, ilk defa, karşılarına çıkan düzenli Türk Birlikleri karşısında, muharebeyi kaybetmiş ve çekilmeye başlamıştır. Yunanlıların, Türk Ordusunun daha fazla güçlenmesine meydan vermeden, onu yok etmek ve bunların dışında Sevr'i zorla kabul ettirip bu Andlaşmanın kendilerine sunduğu büyük çıkarları elde etmek amacını güden bu taarruzun püskürtülmesi ve Yunanlıların geri çekilmeye başlamaları üzerine, Mustafa Kemal, Batı Cephesi Komutanı Albay İsmet Bey'e çektiği tebrik telgrafında, "Bu muvaffakiyetin, mukaddes topraklarımızı düşman istilasından kamilen kurtaracak olan kesin zafere bir hayırlı başlangıç olmasını Allah'tan dilerim" diyordu. Fakat Yunanlıların uzlaşmaz tutumlarını sürdürerek ve yeni takviyeler alarak, giriştiği yeni taarruzun da yine İnönü mevkiinde 31 Mart'ı 1 Nisan'a bağlayan gece durdurulduğunu ve düşmanın çekilmek zorunda bırakıldığını ve bu iki zafer üzerine Albay İsmet Beyin rütbesinin Paşalığa yüksetildiğini biliyoruz. Bu zaferlerin kazanılmasında, Milli Mücadelemizi oluşturan bütün muhareberlerde olduğu gibi "İnebolu" çok hayati bir rol oynamış, 23 Eylül 1920 günü Ruslardan ilk savaş malzemesini getiren motorun Tuapse'den Trabzon'a gelmesi, oradan da bu silah ve mühimmatın kayıklarla İnebolu'ya ve sonra süratle savaş alanına aktarılması İnönü Savaşlarının kazanılmasında önemli rol oynamıştır. Nitekim, İstiklal Savaşı boyunca büyük gayret ve özveri ile binlerce ton silah, cephane ve akserî malzemeyi hiçbir ücret almadan karaya çıkaran ve yalnız. İnönü Savaşlarında değil, Sakarya ve Başkomutanlık Meydan Muharebelerinin kazanılmasında da büyük rol oynayan İnebolu Kayıkçılar Loncası'nın, TBMM kararı ile 1924 yılında İstiklal Madalyası ile ödüllendirildiğini biliyoruz. İnebolu'nun İstiklal Savaşındaki önemli yerini bir başka yazımda ele alacağım.