İstanbul, 2008 olimpiyatı için, "13 Temmuz Moskova" dönemecini alabilecek mi?

A -
A +

2008'de yapılacak olan 29. Yaz Olimpiyatları için İstanbul'un, Pekin, Paris, Toronto ve Osaka ile birlikte "Aday Şehir" olduğunu biliyoruz. Daha sonra sıra, ikinci aşamaya, yani; bu beş aday şehirden hangisinin olimpiyat oyunlarında en başarılı, daha doğru bir deyimle, en uygun "Organizatör şehir" olacağını tespit etmeye gelmiş ve bunun için Uluslararası Olimpiyat Komitesi (UOK)'nin oluşturduğu aday şehirleri tek tek ziyaret eden bir teknik komisyon İstanbul'a gelerek, 20-25 Mart 2001 günlerinde, İstanbul'u, Olimpiyat Oyunlarına hazırlık, çevre kirliliği, temizlik, trafik, güvenlik ve İstanbul halkını 2008 Olimpiyat Oyunlarına gösterdiği ilgi ve arzu bakımından denetlemiştir. Bu teftiş ve denetim sonunda ve sonucunda Nisan ayı içinde UOK komisyonunun verdiği rapor, 13 Temmuz 2001 günü UOK Genel Kurulunun Moskova'da yapacağı yıllık toplantısındaki nihaî seçimde İstanbulumuzun "Organizatör Kent" olma şansını ya arttıracak veya azaltacaktır. Bu münasebetle vurgulamak istediğim önemli hususlar şunlardır. Adaylığın kolay, organizatör şehir olmanın ise güç olduğunu, akıldan çıkarmamalıyız. Tüm dünyanın ve özellikle aday ülkelerin bu konuda acımasız bir rekabet içinde olduğunu ve hiçbir konuda açık vermememiz gerektiğini unutmamalıyız. İstanbul'u, "Organizatör Kent"e başarı ile taşımanın yolu; başta bütün ilgili kuruluşlar olmak üzere, birlikte hareket etmekten ve uluslararası her düzeyde "ikna" çalışmalarını süratle sürdürmemizden geçmektedir. Bu konuda en büyük sorumluluk başta; Türkiye Millî Olimpiyat Komitesi (TMOK) ve 2008 Olimpiyatına talip olan İstanbul'un "Büyükşehir Belediyesi" olmak üzere, ilgili bütün kuruluşlara ve hükümete düşmektedir. Özellikle Moskova'da yapılacak ve adalet, eşitlik ve liyakat esaslarına göre gerçekleştirilmesi gereken "Nihaî Seçim" için TMOK'un önceden bir strateji planı yapması ve bunun, ikna çalışmalarında bütün ilgili kurum ve kuruluşlarca uyumlu şekilde uygulanması gerekir. Bu münasebetle Diyanet İşleri ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nın uyarılarına rağmen, geride bıraktığımız Kurban bayramında yaşanan ilkel kurban kesiminin yalnız AB kapısındaki Türkiye'yi değil, 2008 Olimpiyatı eşiğindeki İstanbul'un prestij ve imajını da önemli şekilde bozmasından korkuyorum. Bu konuda yaşanan ve yabancı medya aracılığı ile bütün dünyaya yayılan haber ve görüntülere, ilerde bir kere daha konu olmamamız için, Başbakan Yardımcısı Sayın Devlet Bahçeli'nin de o zaman söylediği gibi özellikle "belediyelere büyük işler düşmekte", bu ilkelliğin önlenmesi için, gerek Büyükşehir, gerekse belde belediyeleri ile ilgili mevzuatta yeterli hükümler ve belediye yasaklarını uygulamak ve aykırı hareket edenleri cezalandırmak yetkisini haiz Belediye Zabıtası, etkili bir yürütme gücü olarak, belediyelerimizin emrinde yer almaktadırlar. Bu nedenle, Çevre Bakanlığı'nın "Kurban Kesimini Düzenlemek" için ayrı bir yasa çıkarmak girişimini lüzumsuz buluyor, bunun "Umuma açık yerlerde sigara içme yasağını getiren yasa" gibi yeni bir fiyasko olmasından çekiniyorum.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.