İstanbul Forumu ardından...

A -
A +

12 Şubat 2002 günü İstanbul'da başlayan ve iki gün süren 'İslam Konferansı Örgütü-Avrupa Birliği Ortak Forumu' adlı konferansın hedefi bu toplantının 'Uygarlık ve Uyum: Siyasal Boyut' ikinci başlığından da anlaşılmaktadır. 11 Eylül 2001 Terörist Saldırısının, dünyanın, Harvard Üniversitesi Profesörü Samuel Hungtington'un eserinin başlığıyla 'Uygarlıklar Çatışması'na sürüklenmesine yol açacağı endişesi belirmiş ve bu saldırıyı izleyen günlerde bazı ağızlardan 'Cihad' ve 'Haçlı Seferleri' seslerinin çıkması bu endişeleri arttırmıştı. Türkiye 11 Eylül Terörist olayının, dinler ve uygarlıklar arasında bir çatışma olmadığını, ilk günden beri vurgulamış ve AB ile İKÖ'ye dahil 71 ülkenin ve AB Aday ülkelerin liderlerini biraraya getirmek fikrini, bu saldırıdan hemen sonra Dışişleri Bakanımız İsmail Cem gerçekleştirmek için yoğun ve aralıksız bir hazırlığa girişmiştir. Gerçekten, İslamla Avrupa'yı Türkiye'de buluşturmak fikri çok parlak ve yerindeydi. Zira Türkiye kadar bu işe yatkın bir başka ülke düşünülemezdi. Nitekim İstanbul Forumuna gösterilen büyük ilgi ve katılım bunun sonucudur. Denilebilir ki, AB'nin geleceğinin tartışılacağı Avrupa Konvansiyonuna Türkiye adına İsmail Cem yerine katılmayı sağlayan Mesut Yılmaz bir gazetemizin başlığı ile 'Avrupa Savaşını Kazandı' ise, Doğu-Batı Diyaloğunun Türkiye'de yapılmasını sağlayan seçkin gazeteci ve aydın kişi İsmail Cem de 'Dünya Savaşını kazanmış' sayılmalıdır. Batının Usame bin Ladin ve destekçilerine karşı açtığı mukabil mücadelenin 'İslama Karşı Savaş' olmadığının vurgulanması çok yerindedir. Zira bu haklı beyan dünyadaki Müslümanların çok büyük çoğunluğunu oluşturan ve İslam Dinini doğru yorumlayan Ilımlı Müslümanların desteğini kazanmak yönünden önemlidir. Gerçekten Batı Dünyasının Müslümanlıkla bir kavgası yoktur ve olamaz. Batı'nın Devlet yönetiminde 'Laik' olması ise, Batı'nın hiçbir dine 'Çatık kaş' ile bakması anlamında yorumlanamaz. Bilakis, özel hayatında dindar batı dünyası, her türlü dinî inanışlara çok saygı göstermekte ve milyonlarca Müslümanın ABD ve Avrupa ülkelerinde, dinî özgürlüklerini kullanarak, rahat yaşadıkları bilinmektedir. Ne var ki Batı'nın İslamla barış içinde yaşamasına mukabil İslamın da, batı ile barış içinde yaşaması önemlidir. Bunun içindir ki Aşırı Köktenci ve Militan akımlar, örgütler ve kişiler, bu 'Uyum'dan rahatsızlık duymakta ve bunun en son örneğini Usame bin Ladin ve destekçileri vererek, iki dünya, yani iki uygarlık arasındaki uyumu yok etmeye çalışmaktadırlar. Usame bin Ladin ve savunucuları, İslamı saptırarak, bu yüce, en son ve en ileri dine kötülük yapmakta ve bu dinin en önemli temeli olan 'Hoşgörü'yü yok etmeye çalışmaktadırlar. Bu nedenle, İstanbul Forumunda terörizmin takbih edilmesi ve Doğu ile Batı medeniyet ve Kültürleri arasındaki uyumun vurgulanması çok yerinde olmuştur. Başta, Sayın İsmail Cem olmak üzere, bu güzel organizasyonu gerçekleştirenleri ve bu toplantıda büyük katkılarda bulunan değerli bilim adamı ve dostum Prof. Bernard Lewis ve emeği geçen herkesi gönülden kutluyorum. Kanaatimce, İstanbul Forumunun zikre değer hususlarından biri, Fransa Dışişleri Bakanının İtalyan Bakanını takiben, toplantı boyunca gözlenen uyumlu atmosferi "İstanbul ruhu" olarak nitelemesi, diğeri ise, Prof. Bernard Lewis'in İslam ülkelerine Atatürk Türkiyesini "Model" olarak göstermesi olmuştur. Not: Okuyucularımın mübarek kurban bayramını en iyi dileklerimle kutlarım İ.G

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.