Bu yılki 27 Aralık, 27 Aralık 1936'da ebediyete inkikal eden büyük şair, mütefekkir ve din adamı Mehmet Akif Ersoy'un 69. ölüm yıl dönümüdür. 1873 yılında İstanbul'da doğan şair ve düşünür Fatih Medresesi müderrislerinden İpekli Tahir Efendinin oğludur. İlk öğrenimini tamamlayıp Fatih Rüştiyesini bitirip mülkiyeye geçtiği yıl babasını kaybeden Mehmet Akif yeni açılan Halkalı Baytar Mektebine girmiş ve 1893'te birincilikle mezun olmuştu. Tarım Bakanlığında çeşitli görevlerde bulunan şair, 1908'de Eşref Edip'le Sırat-ı Müstakim ve Sebilürreşad dergilerini çıkarmış ve Baytar Mektebinde öğretmenlik ve müdür yardımcılığı ile Darülfununda edebiyat profesörlüğü yapmış ve çeşitli devlet hizmetlerinde bulunduktan sonra, İzmir'in 15 Mayıs 1919'da işgal edilmesi üzerine Batı Anadolu'da başlayan Milli Mücadeleyi desteklemek için Balıkesir'e giderek verdiği vaazlarla halkın direniş gücünü kuvvetlendirmeye çalışmıştır. Nitekim İstanbul'dan Kurtuluş Savaşına katılmak üzere Kastamonu'ya gelenler arasında Mehmet Akif de vardır. 16 Ekim 1920'de İnebolu'ya gelen ve oradan Kastamonu'ya geçen Şair, Nasrullah Camii'nde halka verdiği vaazda Sevr Andlaşmasının öldürücü maddelerini herkesin anlayacağı şekilde anlatır. Halk o zamana kadar bu zalim andlaşmanın içeriğini bu kadar açık anlamamıştı. Ankara Hükümetinin arzusu üzerine üstad, Kastamonu'nun ilçelerini de dolaşarak konuşmalar yapar ve vaazlar verir. Bütün bu konuşmalar ve hutbeler Akif'in başyazarı olduğu Sebilürreşad dergisinde yayınlanır. Bu vaazlar ayrıca basılarak, bütün vilayetlere ve cephelere dağıtıldığı ve Sebilürreşad Kasım 1920'den itibaren Kastamonu'da yayınlandığı için, İstanbul Hükümeti Şair'in Darül Hikmet-i İslamiyedeki görevine son verir... Son Türk devletinin kurtuluş ve kuruluş günlerinde TBMM Hükümeti tarafından milli bir marş hazırlanması düşünülmüş ve teklif edilen şiirler arasında, TBMM'de Burdur Milletvekili olan Mehmet Akif'in Türk Silahlı Kuvvetlerine ithaf ettiği şiir çok beğenilerek 21 Mart 1920'de Mecliste üst üste birkaç kez coşku ile okunarak, İstiklal Marşı olarak kabul edilmiştir. Akif maddi sıkıntı içinde olmasına rağmen, kendisine verilmek istenen para armağanını kabul etmeyerek, Şeriye Vekaleti tarafından kurulan İslami Telif Kurulu üyeliğine seçilmiş Milli Mücadelenin kazanılmasından sonra da İstanbul'a dönmüştür. 1925'te Prens Abbas Halim Paşanın davetlisi olarak Mısır'a giden ve Kahire'deki Mısır Üniversitesinde Türk Dili ve Edebiyatı profesörlüğü yaparken, 1935'te hastalanınca, vatanında ölmek arzusu içinde İstanbul'a gelerek 27 Aralık 1936'da vefat eden Mehmet Akif'in kabri Edirnekapı Şehitliğindedir. Kendisini minnet ve rahmetle bir kere daha anıyoruz.