Kar yağışının düşündürdükleri...

A -
A +

Genellikle ılık bir kış yaşanırken, şubat ayında kısa aralıklarla İstanbul'u etkisi altına alan soğuk hava ve kar yağışı dolayısı ile, konu ile ilgili olarak ortaya çıkan bazı gerçek ve tesbitlerimi özetlemek istiyorum. Başta mülki ve yerel otoriteler olmak üzere herkes tarafından unutulmaması gereken gerçek şudur: Günümüzde, uzaya yerleştirilen uydular sayesinde, Meteoroloji tahminlerinin isabet derecesi çok artmış olduğundan, hava değişimlerinin bir haftadan önce bile öğrenilmesi imkân dahiline girmiş bulunmaktadır. Bu itibarla "Fırtına ve kar yağışı bizi hazırlıksız yakaladı" gibi "Sudan bahane"lerin arkasına kimse saklanmasın. Yapılması gereken iş; mülki ve mahalli yönetimlerin Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü ile devamlı temas halinde bulunması ve oradan alınacak haberlere göre zamanında bütün gerekli tedbirleri almasıdır. İkinci gerçek şudur: Kar yağışı ile ilgili olarak alınacak tedbirlerde sadece anayolların kar ve buzlanmadan korunması yeterli değildir. İstanbul gibi büyük kentlerde cadde ve ara sokakların kardan ve buzlanmadan arındırılması da büyük önem taşımaktadır. Zira yoğun kar yağışı da bir "Çevre kirlenmesi" olup, bu konuda devlet ve kamu kuruluşlarının vatandaşın yardımını istemesi Anayasa'daki, çevre ile ilgili 56. maddesinin açık gereğidir. Oysa, kar yağışından 24 saat önce lastik zinciri ve çekme halatı bulundurmayan özel taşıtlara ceza kesen ilgili makamlar, yağan karı ve buzları temizlemeyen bina ve işyeri yönetici ve sahiplerini de uyarıp cezalandırmaları gereğini hatırlamamakta ve bunun sonucu olarak, insanların sokaklarda yürüme güvenliği kalmadığı gibi, kar ve buzlanmadan arındırılmayan sokakların durumu, servis araçlarının bu sokaklara girişini ve çıkışını engellemekte ve kar yağışı bittiği halde, okullar tatil edilmektedir. Bu münasebetle belediyelerin emrindeki "Belediye zabıtası"nın görevinin de "Fakir dostu" simitçileri kovalamaktan ibaret olmadığını hatırlatmak istiyorum. Diğer önemli, fakat bizde yeterince anlaşılmamış, bir başka gerçek şudur: Günümüzde dünyanın hiçbir büyük şehrinde, karlı havada, artık "Zincir" kullanılmamakta, onun yerini "Kar lastiği" almış bulunmaktadır. Nitekim memleketimizde de kar lastiği imalatı ve kullanımı çok artmış bulunmakta ve bu nedenle kış mevsimi dolayısı ile kar lastiği takan arabaların kar yağınca seferden men edilmesi ve sahiplerine ceza yazılması hayret ve tepki ile karşılanmaktadır. Ayrıca zincirin, hem arabaların lastik ve rotlarını bozduğunu, hem de cadde ve yollara büyük zararlar verdiğini unutmamalıyız...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.