KKTC seçmeni "Annan Plânı"nda değişiklik ve "çözüm" istiyor

A -
A +

14 Aralık 2003 günü, KKTC'de Cumhuriyet Meclisi'nin 50 üyesini belirlemek için yapılan seçimler bütün dünyaya mükemmel bir "Demokrasi örneği" vererek % 85 oranında bir katılım sağlar ve, Annan Planına karşıt blokta yer alan Ulusal Birlik Partisi (UBP) ile Demokrat Parti (DP), 50 üyeliğin 25'ini kazanırken, Annan Planını destekleyen Muhalefetteki Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) ile Barış ve Demokrasi Hareketi (BDH) ise geriye kalan diğer 25 üyeliği elde etmiş bulunuyor. Bu seçimde KKTC'deki iktidar partilerinin önemli oy kaybına uğramasına rağmen, sandıktan İktidar-Muhalefet eşitliğinin çıkmasının, şayet Muhalefet Partilerini ABD ile İngiltere'nin ve AB'nin hararetle desteklediği ve memleketimizin bazı güçlü kuruluş ve kalemlerinin de bu cepheye katılarak Denktaş yönetimine karşı insafsızlığa ulaşan yoğunlukta bir kampanya sürdürdükleri hatırlanırsa, sandıktan çıkan bu sonucun "Denktaş Yönetimi" için bir "Başarı" olduğu inkar edilemez. Mesaj çok net... Bana göre, KKTC seçmeninin Cumhurbaşkanı Denktaş'a ve Meclise giren bütün siyasi partilere ve liderlerine verdiği mesaj şudur: "Annan Planında değişiklik şartı ile çözüm..." Nitekim, KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'ın da seçimden önce, Atina'da yayınlanan To Vima gazetesine verdiği bir demeçte, "Türk Dışişleri ile ortak çalışmaların sürdürüldüğünü ve Kıbrıs konusunun çözümü için hazırlanan plânı seçimlerden sonra sunacaklarını" söylemesi de, 14 Aralık 2003 Seçimlerinde Kıbrıs Türk seçmeninin verdiği mesajın gereklerine uygun düşmektedir. CTP Genel Başkanı Mehmet Ali Talat'ın, kesin seçim sonuçları açıklanmadan önce, Parti Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında ve yaptığı açıklamada özetle, "Biz daha önce, 'görüşmeleri hükümet yürütmeli' diye bir tasarı getirmiştik. Çünkü yürütme erki hükümete aittir. İktidara gelirsek, Cumhurbaşkanını müzakereci görevinden azledip, görüşmeleri hükümetin yürütmesini sağlarız" mealindeki beyanının ise KKTC Anayasa sistemi karşısında hukuki bir değeri yoktur. Yoktur, zira KKTC'de Cumhurbaşkanı Meclis tarafından değil, ayrıca yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde KKTC seçmeni tarafından seçilmekte ve bu nedenle Yürütme Organının "Bakanlar Kurulu" dışında ayrı ve bağımsız unsurunu "Cumhurbaşkanlığı makamı" da oluşturmaktadır. Yani, KKTC'de "Parlamanter sistem" değil, "Yarı başkanlık sistemi"ne yakın bir yöntem uygulanmatkadır. KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Rauf Denktaş'ın görev süresinin bitmesi için önünde iki yıllık bir zaman bulunduğuna göre, Muhalefetin seçimlerde çoğunluk sağlaması halinde bile, Denktaş'ın "Müzakereci" görevinden azledilmesi hukuken mümkün değildir. Ne var ki, sandıktan çıkan "Eşitlik karşısında, Sayın Denktaş'ın müzakereleri sürdürürken, Muhalefetten de görüş istemesi, KKTC'deki Kıbrıs Türk halkının seçimde ortaya koyduğu irade bakımından yerinde olacaktır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.