Libya Başkanı Kaddafi neden rota değiştirdi!

A -
A +

Muammer Kaddafi'nin, 19 Aralık 2003 günü, elindeki kitle imha silahlarından vazgeçtiğini ve bunun için Birleşmiş Milletler Heyetine kapılarını açmaya hazır olduğunu söylemesi ve diğer ülkelerin kendisini takip etmeleri tavsiyesinde bulunması dünyada "Sürpriz" etkisi yapmıştır. Kaddafi'yi bu büyük rota değişikliğine sevkeden sebepleri araştıranlar, ilk nedenin Irak diktatörü Saddam Hüseyin'in başına gelenlerden, diktatör Kaddafi'nin duyduğu "Korku" olabileceği konusunda birleşmektedirler. Gerçekten Saddam Hüseyin ile Muammer Kaddafi arasında birçok ortak nokta mevcut bulunmaktadır. Şöyle ki; Kaddafi 1 Eylül 1969 günü gerçekleştirdiği bir darbe ile Libya Krallığına son vererek, Libya Arap Cumhuriyetini kurar ve 1977 yılında bunun adını "Libya-Arap Halk Sosyalist Cemahiriyesi" olarak değiştirirken, Saddam Hüseyin 1968 yılından itibaren ülkeyi kararnameler ile yöneten Baas Sosyalist Partisinin Lideri El Bekir'i darbe ile devirerek, 1979'da Baas Partisinin ve Irak yönetiminin başına geçmiş ve hem Kaddafi hem de Saddam Hüseyin ülkelerinin zengin petrol kaynaklarını boş "Zafer" hayalleri ile bir taraftan Batıdan uzaklaştırarak, diğer taraftan halklarına eziyet ederek, ülkelerini yönetmeye, kabile başkanlarını ve ailelerini zenginleştirmeye kalkışmışlar, diğer taraftan komşularını tehdit ve ülke sınırlarının dışındaki terörü finanse etmişlerdir. Bu nedenle, Kaddafi'nin, Saddam Hüseyin'in içine düştüğü "Kepaze" durumdan endişe duyduğu düşüncesi isabetlidir. Nitekim, dünya medyası, Kaddafi'nin saatlerce Saddam Hüseyin'in nasıl yakalandığını gösteren video kasetlerini yalnız başına seyrettiğini ve daha sonra rota değişikliğine karar verdiğini yazmaktadır. Ne var ki, Kaddafi'nin öldürttüğü insanların sayısı, Saddam'ın kurbanlarının sayısından çok daha az olup, Libya Diktatörü'nün 2000'lerin başından itibaren rotasını değiştirerek, 1998'de düşürülen PAN-AM uçağının sorumluluğunu yüklendiği ve milletlerarası mahkemenin hayatlarını kaybeden 270 kişinin ailelerine hükmettiği tazminatları ödeyerek, BM yaptırımlarının kaldırılmasını sağladığı bilinmektedir. Bunun gibi, Libya'nın 11 Eylül 2001 Terör Saldırısından sonra "Global Terör"e karşı ABD'ye istihbarat desteği verdiği ve geçen Haziran'da Amerika'da ekonomi okuyan Şükrü Ghanem'i Başbakan olarak atadığı ve uzun zamandan beri ABD ve İngiltere ile gizli pazarlıklar sürdürdüğü bilinmektedir. Diğer taraftan, Kaddafi'nin eski sağlığını kaybettiği, ülkesindeki işsizliğin %25'e çıktığı ve memnuniyetsizliğin tırmanış gösterdiği bilinmekte ve bu durumlar kaşısında Libya liderinin iktidarı 31 yaşındaki oğlu Saif al-İslam'a vermeyi düşündüğü bildirilmektedir. Bilindiği üzere, Libya, Afrika'da en zengin petrol rezervlerine sahip bulunmakta ve Kaddafi'nin rota değişikliği, Bush yönetiminin, ABD'nin pertol kaynaklarını Körfezden diğer alanlara yaymak stratejisine de uygun bulunmaktadır...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.