28 Kasım 2002'de kaybettiğimiz değerli sanat ve kültür adamı, şair ve yazar Melih Cevdet Anday'ı, 1964-68 yılları arasında birlikte görev yaptığımız TRT Yönetim Kurulunda, yakından tanımak fırsatını buldum. Bilindiği üzere 1961 Anayasası, iktidar partilerinin keyfi radyo yayınlarına çeki düzen vermek için, 121. maddesi ile Radyo-TV yayınlarının özerk ve tarafsız bir kamu tüzel kişiliği aracılığı ile yapılmasını öngörmüş. Anayasa'nın gereği olarak 24 Aralık 1963'te kabul edilen TRT Kanunu 1 Mayıs 1964'te yürürlüğe girerek, benim de aralarında yer aldığım dokuz kişilik ilk yönetim kurulu, TRT'nin kadrolarını ve özlemi çekilen "Tarafsız ve özerk" bir yayıncılığın temellerini kurmağa başlamıştı. Yönetim Kurulu'nun ilk oluşumunda "Edebiyat, fikir ve sanat alanında yüksek hizmetleri görülmüş bir kişi olarak yer alan ressam ve hoca Halil Dikmen'in birkaç ay sonra hayatını yitirmesi üzerine onun yerine Melih Cevdet Anday seçilerek göreve başlamış, onurlu kişiliği ve geniş kültüründen kaynaklanan katkıları ile, biraz hırçın mizacına rağmen, kısa zamanda bütün üyelerin sevgi ve saygısını kazanmıştır. Fakat Anday'ın mücadeleci ruhu ve görevine bağlılığını ortaya koymasına yol açan gelişme, 1965 seçimlerinden sonra oluşturulan hükümetin kısa aralıklarla TRT Yönetim Kurulunda hükümeti temsil eden iki üyeyi görevden alarak yerlerine yeni kişileri getirmesinden sonra 1966'da TRT Yönetim Kurulu Başkanlığında bulunan ve Milli Eğitim Bakanlığının temsilcisi olan merhum Behçet Kemal Çağlar'ı da görevden alması ile yaşanmış, bunun üzerine Yönetim Kurulunda yeni başkan seçilmesi konusu gündeme geldiği zaman, Melih Cevdet söz alarak, "Biz bu güne kadar zarafet göstererek Yönetim Kurulu Başkanlığına hep Kurul'daki hükümet temsilcilerini seçtik. Fakat öyle anlaşılıyor ki, bundan böyle bu tavrımızı değiştirmemiz ve beş yıl süre ile seçilmiş 6 üyeden birini başkan seçmemiz gerekecek" dedi. Bu görüş onaylanarak, Yönetim Kurulu yaptığı seçim sonunda, TRT Yönetim Kurulunda "üniversitelerin hukuk, iktisat ve sosyal bilimler fakültelerinin temsilcisi olan" bu satırların yazarını başkanlığa getirdi. Fakat, Anayasa'nın TRT'ye tanıdığı özerklik ve tarafsızlak ilkesi için başlayan savaş burada bitmedi. Zira bu defa Hükümet, TRT Genel Müdürü Adnan Öztrak'ın, Program Müdür Yardımcısı Turgut Özakman'ın ve TRT Haber Müdürü Doğan Kasaroğlu'nun yenilikler getiren çok olumlu çalışmalarına ve yayıncılıkta tarafsızlık ve özerklik geleneğini kurma çabalarına rağmen, bu değerli elemanların değiştirilmesinde ısrar ederek, bana çeşitli kanallardan, "TRT'nin Hükümetten beklediklerinin gerçekleşmesini istiyorsanız bu üç adamı değiştirin" mesajı iletildi. Altısı seçilmiş, ikisi atanmış ve biri Genel Müdür olmak üzere dokuz kişiden oluşan Başkanlığımdaki TRT Yönetim Kurulunda "Nazik" bir denge oluşmuş bulunuyor ve dokuz üyeden sadece beşi Hükümetin "Bu üç kişiyi değiştirin" talebine karşı çıkarken, bunların en ateşli sözcülüğünü ve TRT'nin özerklik ve tarafsızlığının savunuculuğunu Melih Cevdet yapıyordu. Neticede bu savaş kazanılmış ve ne TRT'ye gerçekten büyük hizmetleri geçen, Adnan Öztrak, Turgut Özakman ve Doğan Kasaroğlu, ne de TRT'nin özerkliği feda edilmemiştir. İşin ilginç yönü ise bir zamanlar görevden alınmasını ısrarla istediği bu kişileri aynı hükümetin tutması ve daha sonra merhum Kasaroğlunu TRT Genel Müdürlüğüne getirmesi, yani hatasını anlaması olmuştur. Melih Cevdet Anday'ı ve çoğu ebediyete intikal eden TRT'nin ilk yöneticilerini rahmet ve sevgi ile anarken, hayatta olanlara sağlıklı ömürler diliyorum.