Nazi yenilgisinin 60. yıl dönümünün ardından...

A -
A +

Mayıs 2005 günü, Moskova'nın 'Kızıl Meydanı'nda, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in davetlisi olarak, büyük resmi geçidi izlemek için toplanan ve başını Başkan Bush, Başbakan Schröder ve Fransız Cumhurbaşkanı Chirac'ın çektiği ve aralarında Başbakan Erdoğan'ın da bulunduğu 50'den fazla devlet ve hükümet başkanının Hitler rejiminin 1945'te yıkılışının ve Nazilerin başkenti Berlin'in düşüşünün 60. yıl dönümünü bir 'Zafer Günü' olarak kutladıklarını biliyoruz Bu zaferin kazanılmasında 27 milyon insan kaybı ile Sovyetler Birliği'nin en büyük zayiatı verdiğini biliyor ve Nazilerin Sovyetler Birliği'ni işgalinde dönüm noktasının ise, Kafkasya'daki petrollere ulaşmak için Stalingrad şehrine kadar ilerleyip, orada Sovyet Birlikleri tarafından durdurulan ve en az 200 bin kişi kaybı ile sonuçlanıp Eylül 1942 Şubat 1943 arasında Nazilerce kaybedilen Stalingrad Savaşı olduğunu hatırlıyoruz. Ne var ki, 9 Mayıs 2005 Günü Moskova'daki zafer şölenine katılan davetlilerin bir kısmının karışık duygular içinde olduklarına şüphe yoktur. Zira, Nazizmin yıkılması, Orta ve Doğu Avrupa halklarını Hitler'in işgal ve zulmünden kurtuluşunu müjdelerken, aynı zamanda bu ülkelerin bu defa Stalin'in Diktatör Komünist İmparatorluğunun yönetimine girdiğinin de kötü haberini veriyor ve bu talihsiz ülkelerin üzerine kapanan 'Demir Perde' ancak Sovyetler Birliği'nin zayıflayarak yıkılmasından sonra kalkıyordu. İşte bu nedenle, ancak 1989'da kalkmaya başlayan 'Demir Perde'den sonra rahat nefes almaya başlayan ve 2004'te AB'ye tam üye olan Orta ve Doğu Avrupa'nın sekiz üyesinin, 9 Mayıs 1945'teki 'Sahte Kurtuluş' yıl dönümü yerine, Mayıs 2004'te kazandıkları AB üyeliğinin Birinci Yıl Dönümünü kutlamayı tercih ettiklerini görüyor ve nitekim bu nedenle, iki Baltık ülkesinin Moskova'daki törene gitmeyi reddettiklerini medya haberlerinden öğreniyoruz. Bilindiği üzere, Sovyetler ile Naziler 1939'da Nazi-Sovyet Saldırmazlık Paktı'nı imzalamış ve bunun sonucu olarak Kızıl Diktatör Stalin Baltık ülkelerini tamamen, Polonya'nın ise Doğu'daki yarısını işgal etmiştir. Gerçekten, Molotov ve Ribentrop arasında imzalanan Sovyet-Nazi Saldırmazlık Paktı, 1941'de Hitler tarafından yok sayılarak, Nazi Orduları Rusya'yı işgale başlayınca, Ruslar bu defa vatanlarını savunmak için 1941-45 yıllarında 'Büyük Anayurt Savaşı' olarak adlandırdıkları mücadeleye girmişler ve Churchill ile Roosevelt'in 1944'te açtıkları 'İkinci Cephe'nin desteği ile, bu savaştan muzaffer olarak çıkarak bu zafer sayesinde 'Büyük Güç' durumuna yükselmişlerdir. Stalin diktatörlüğü döneminde fakirlik ve zulüm içinde yaşayan birçok Rusyalının nazarında 'Hitler'in yenilgisi' Rusya için şerefli bir başarı oluşturmakta ve Putin Yönetimine bile Stalin Döneminin 'Kanlı Bilançosu' üzerinde fazla durmamak imkanını vermektedir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.