Putin, enerjiyi siyasi silah olarak mı kullanıyor?

Sovyetler Birliğinin çöküşünü 20. Yüzyılın en büyük jeopolitik felaketi olarak adlandıran Putin'in eski Sovyetler Birliğini oluşturan ülkelere karşı Rusya'nın elindeki zengin enerji kaynaklarını, bu ülkelerin Rusya ile ilişkilerine göre dağıtmasını ve bazı ülkeleri cezalandırırken, bazılarını ödüllendirmesini beklemek gayet doğaldır. Nitekim, Rusya'nın, ocak ayı başında 'Turuncu Devrim' sonucu Rusya'nın etkisinden kurtulan Ukrayna'ya doğal gaz akışını durdurduğunu, Ukrayna'dan doğal gaz için dört kat fazla fiyat isterken, Rusya'nın peşinden ayrılmayan ve Rusya taraftarı bir politika izleyen Belarus'a ise petrolü eski düşük fiyattan verdiğini o günkü medya haberlerinden hatırlıyoruz. Putin'in zengin doğal gaz kaynaklarını silah olarak kullandığının bir diğer tipik örneği fazla gecikmeden gündeme gelmiş ve Rusya 22 Ocak 2005 günü Gürcistan'ın doğal gazını sağlayan petrol borusunda teröristlerden kaynaklanan bir patlama gerekçesi ve dolayısıyla Gürcistan'ın bütün doğal gaz akışını -15 santigrat soğuğa rağmen kesmiş, bununla da yetinmeyerek Gürcistan'a elektrik verilmesini de durdurmuştur. Oysa Gürcistan'ın Sovyet kontrolü altında bulunduğu yıllarda bu ülkenin yemek ve şarapları, güneşlenme ve dinlenme yerleri ile, birçok Rus vatandaşının tatillerini geçirdiği 'Dost' ve 'Cennet' bir diyar olduğunu biliyoruz. Ne var ki, Gürcistan'da Rusya taraftarı rejime karşı patlak veren ve 2003 yılında ABD taraftarı Mikail Saakaşvili'yi başa getiren 'Gül Devrimi' iki ülkenin ilişkilerini germiş ve Rusya, Gürcistan'ın politikadaki bu dönüşünü 'Nankörlük' olarak nitelemiştir. Militan Rus Milliyetçilerinin, ilişkilerin bozulmasından sonra Güney Osetya ve Abhazya bölgelerini Gürcistan'dan ayırmaya çalıştığını, fakat Rusların bütün bu tertiplerinin Gürcistan'daki Rusya aleyhtarı duyguları artırırken, onun yerini Amerikan taraftarı duyguların aldığını, Başkent Tiflis'te yapılan muteber kamuoyu yoklamalarında tespit edilmektedir.