Son dakikada programda bir değişiklik olmazsa büyük komşumuz Rusya Federasyonu Başkanı Vladimir Putin Eylül ayı başında Türkiye'yi ziyaret edecektir. Bilindiği üzere, bugün 51 yaşında olan Putin 2000 yılında Boris Yeltsin'in yerine Rusya Federasyonunun devlet başkanlığına seçilmiş ve bu yıl Putin'in görevi Rusya seçmeninin daha büyük bir çoğunluk oyu ile yenilenmiştir. Sovyetler Birliği döneminin istihbarat örgütü olan "Devlet Güvenlik Komitesi-KGB" yerine oluşturulan Federal Güvenlik Bürosu-FSB'nin başkanlığından Devletin başına gelen Putin, ilk iş olarak,Yeltsin döneminde büyük boyutlara ulaşan hortumculara, çetelere ve teröre savaş açmıştır. Bu savaşta Putin, Yeltsin dönemindeki hileli özelleştirmelerden ve yolsuzluklardan büyük zenginliğe kavuşan ve genellikle "oligark" olarak adlandırılan efsanevi şekilde zengin bazı iş adamlarının devlet yönetimine ve politikaya karışmamalarını uyarmış ve seçmenine "oligark"ların Rus toplumundaki sayısını ve gücünü azaltma ve "Devlet Baba"yı güçlendirme vaadinde bulunmuştur. Nitekim Putin'in bu uyarısına rağmen, ülke medyasının büyük kısmını eline geçirmiş bulunan Vladimir Gusinsky ve Boris Berezovsky'nin, ellerindeki basın ve ORT, RTR ve NTV gibi güçlü yayın organlarıyla Putin'e karşı saldırıya geçmeleri üzerine, bu iki "oligark" hakkında, yaptıkları yolsuzluklardan dolayı kovuşturma yapıldığını ve bunların ülke dışına kaçtığını hatırlıyoruz. Bu iki "oligark"a geçen yıl Rusya'nın en büyük petrol şirketi YUKOS'un büyük hissedarı ve başkanı Mihail Khodorkovsky de katılmış ve 25 Ekim 2003 günü tutuklanarak, hakkında yolsuzluk ve vergi kaçakçılığından dolayı kovuşturma başlatılmıştır. Putin'e muhalif çevreler, YUKOS ve Khodorkovsky'e karşı açılan davaların esas nedeninin bu "oligark"ın, Putin'in uyarısına uymayarak, politikaya karışmasını, petrol endüstrisindeki vergi rejimi değişikliğine karşı Rus Parlamentosunda kulis yapmasını ve en önemlisi, 2008 başkanlık seçimlerinde Putin'e karşı rakip olarak çıkacağını ima etmesini göstermekte ve genellikle batı dünyasının medyası da, Putin'i, hukuk kurallarını ihlal etmekle suçlamaktadır. Ne var ki, Rusya gibi, 1917-1991 arasında tam 74 yıl süre ile, Komünist diktatörlüğünün keyfî yönetimini yaşayan bir ülkenin, çok kısa zamanda "hukuka bağlı devlet" yönünden AB standartlarını tutturmasının çok güç olduğunu ve bu nedenle yolsuzluğa savaş açan ve devleti güçlendirmek isteyen Putin'in, halkın desteğini arkasına aldığı nispet ve sürece, bu savaşı devam ettirmesinin yerinde olduğunu düşünüyorum.