Sezer'e haksız suçlama

A -
A +

Geçen hafta büyük gazetelerden birinde yer alan bir haberden, Cumhurbaşkanı Ahmet Sezer'in, bazı politikacılar tarafından, Anayasa Mahkemesi üyeliklerine sınıf ve çocukluk arkadaşlarını atayarak, Anayasa Mahkemesinde kadrolaşmaya gitmekle suçlandığını öğreniyoruz. Kanaatimizce Cumhurbaşkanına yöneltilen bu iddia hem "Haksız" hem de "Çirkin" ve "Asılsız" bir suçlamadır. Gerçekten bu iddianın aslının olamayacağını ve bu bakımdan "Haksız" olduğunu anlamak için, Anayasa Mahkemesi'nin oluşma tarzını düzenleyen Anayasanın 146. maddesini bilmek veya okumak yeterlidir. Bu maddeye göre; onbir asıl ve dört yedek üyeden kurulan Anayasa Mahkemesine atama yapan Cumhurbaşkanı, bu haksız iddia sahiplerinin kamuoyunu yanıltmak istemelerine karşın, üye atamalarında "Serbest" olmayıp birtakım şart ve sınırlamalarla bağlıdır. Şöyle ki; Cumhurbaşkanı: İki asıl ve iki yedek üyeyi Yargıtay; iki asıl ve bir yedek üyeyi Danıştay: Birer asıl üyeyi Askerî Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ve Sayıştay Genel Kurullarınca, kendi başkan ve üyeleri arasından, üye tam sayılarının salt çoğunluğu ile, her boş yer için gösterecekleri üçer aday içinden: Bir asil üyeyi ise Yükseköğretim Kurulunun, kendi üyesi olmayan Yüksek Öğretim Kurumları öğretim üyeleri içinden göstereceği üç aday arasından: Üç asıl ve bir yedek üyeyi, üst kademe yöneticileri ile avukatlar arasından seçer. Ne var ki YÖK adayı ile üst kademe yöneticileri ve avukat adaylarının Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilebilmeleri için 40 yaşını doldurmuş, yükseköğrenim görmüş veya en az 15 yıl öğretim üyeliği veya kamu hizmeti ile avukatlıkta en az on beş yıl çalışmış olmak şarttır. Görülüyor ki Cumhurbaşkanı, Anayasa Mahkemesine asil ve yedek üye seçerken bu seçimi ya kendisine sunulan adaylar içinden yapmakta veya yaş, yüksek öğrenim ve en az on beş yıllık hizmet şartını gözetmektedir. Böyle olunca da Cumhurbaşkanının atama yetkisini kullanırken parti lideri gibi serbest davranabileceğini zan ve ima etmek hem haksız, hem de yersizdir. Kaldı ki Cumhurbaşkanı Sezer'in göreve geldiği günden itibaren sergilediği ve kendisine kamuoyunda büyük "Güven" ve "Prestij" sağlayan ve her türlü haksızlık, yolsuzluk ve savurganlıkla savaşan çizgisi hatırlanırsa, kendisine sunulan adaylar arasında bulunan karakterlerini ve çizgilerini iyi bildiği sınıf arkadaşlarını ve tanıdıklarını sırf bu göreve layık gördüğü için Anayasa Mahkemesi asil veya yedek üyeliğine seçmesini "Kadrolaşma" olarak adlandırmaya kalkışmak "Haksız" olduğu gibi "Çirkin" bir davranıştır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.