Bundan bir süre önce medyada çıkan bir haberden "Eğitim-Sen"in tüzüğündeki "Eğitim-Sen, bireylerin ana dilde eğitim görmesini savunur" ifadesi nedeni ile, bu sendikanın kapatılması istemi ile açılan davayı Ankara 2. İş Mahkemesi'nin reddetmesi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin bu kararı Eğitim Sendikası'nın kapatılması yönünde bozduğunu, ancak Ankara 2. İş Mahkemesi'nin kararında ısrar etmesi ile konunun Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (YHGK)'na geldiğini, YHGK'nın da Ankara 2. İş Mahkemesi'nin ısrar kararını bozarak, kendi gerekçeli kararını açıkladığını hatırlıyoruz. YHGK'nın verdiği kararında şu haklı gerekçeler yer almaktadır: Kişilerin ana dilde öğrenim haklarının hayata geçmesini istemek demek, bir devlette sayısı belirsiz ana dilin kamusal alana taşınması demektir. Bu durum ise, Anayasamızın 3. maddesine göre üniter bir devlet ve dili Türkçe olan Türkiye Cumhuriyeti'nin Anayasal yapısı ile bağdaşmaz. Bu noktadan hareket eden YHGK, gerekçeli kararında, üniter bir devlet olan Türkiye Cumhuriyeti'nin dilinin Türkçe olduğu ve bu nedenle, eğitim kurumlarında "diğer diller öğretilse bile Türkçeden başka (nitekim bu ifade Anayasamızın 42. maddesinin son fıkrasındaki hükmünün gereğidir) bir dilin ana dil olarak okutulamayacağını vurgulamaktadır. YHGK'nın bu kararında ayrıca şu ifadelerin de yer aldığını görüyoruz: "Kişi Türkçenin kullanımın zorunlu olduğu alanlar dışında, ana dilini istediği gibi kullanır. Nitekim, memleketimizde farklı dil ve lehçelerin öğrenilmesi ve yayın yapılabilmesi amacı ile Anayasamızın 26. ve 28. maddelerinden başlayarak, yasal düzenlemelerin de hayata geçirildiğini biliyoruz. Ne var ki, bir ülkede konuşulan birden fazla ana dilde öğrenim hakkının hayata geçmesi, sayısı belirsiz ana dilin kamusal alana taşınması demek olur. Bu ise yukarıda da ifade edildiği gibi, üniter bir devlet ve ülkesi ve milleti ile bölünmez bir bütün olan ve dili Türkçe olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin Anayasası ile bağdaşmaz. İşte bu nedenle YHGK'nın kararında Eğitim-Sen'in, bireylerin kendi ana dillerinde öğrenimlerini savunmasının Anayasaya açıkça aykırı olduğu sonucuna varılmıştır. Dünyada "azınlıklar cenneti" olarak bilinen ve federal yapıya sahip olan ABD'de 50 milyondan fazla vatandaş, günlük yaşamında, İngilizceden başka dil kullandığı, Meksika sınırlarına yakın bölgelerde evlerinde İspanyolca, konuşanların oranı %90'ı aştığı halde, ABD'de de eğitimde ana dil olarak sadece, devletin resmî dili olan İngilizce kullanılmaktadır. Nitekim Anayasamızın "Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi kenar başlıklı 42. maddesinin son fıkrası şöyledir: "Türkçeden başka hiçbir dil eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatadaşlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez".