22 Şubat 2006 günü Şiilerin İmam Ali el Hadi ve İmam Hasan Askeri'nin Samarra'daki kabirlerini hedef alan patlamalardan sonra Irak'taki Şiiler ile Sünnilerin iç savaş noktasına geldiklerini medya haberlerinden biliyoruz. Böyle bir savaşın sadece Irak'ı değil, Sünnileri destekleyen Suudî Arabistan ile Şiileri destekleyen İran'ı içine çekme tehlikesi vardır. Yaygın kanaat bu saldırıları Sünnilerin yaptığı merkezinde toplanırken, Arab dünyasının çeşitli ülkelerindeki bazı medya organları, bu canice patlamaların arkasında ABD ve İsrail'in olduğundan kimsenin kuşku duymadığını yazmaktadır. Nitekim haftalık "Dünya Gündemi" gazetesinin 5-12 Mart 2006 sayısında Katar'ın Başkenti Doha'da yayınlanan El Şark gazetesindeki Muhammet Nurettin'e ait bir makalede bu görüşün şu gerekçe ile savunulduğunu öğreniyoruz; ABD ile İsrail ikilisinin İslam Dünyasını zayıf düşürüp parçalamak ve bunun için bazen ırksal, bazen dinsel, bazen de mezhepsel kitleleri ateşe vermek konusunda bu iki ülkenin yararı vardır. Bu görüşün doğruluk derecesini tartışmanın yeri bu köşe yazımın konusu dışındadır. Ne var ki, bütün dünyanın Sünni-Şii çatışmasının sadece Irak'a değil, İslam Dünyasına da büyük zarar verdiği kanaatinde birleştiğini görüyoruz. Nitekim Liberal 'The Economist' haftalık dergisinin 4 Mart 2006 tarihli sayısının başyazısı 'Irak kendi kendisi ile savaş yapmaktadır' başlığını taşımaktadır. Türkiye'nin Irak'ın bölünmesine öteden beri karşı olduğunu ve bunun için Sünnileri genel seçimlere katılmaya inandırma kosunda başarılı bir uğraş verdiği ve Sünnilerin de Irak'ta meydanın Şiiler ve Kürtllere bırakılamayacağı noktasından hareketle, parlamento seçimlerine katılarak sandalye sayısını artırdığı bilinmektedir. Fakat öyle anlaşılıyor ki, bugün gelinen noktada Sünnileri sadece siyasi sürece katılmaya çağırmak yetmemekte, Türkiye'nin Irak toplumunu ve ülkenin bütünlüğünü hedef alan yeni tehlikeleri de göz önünde tutarak Irak'ın bir mezhep savaşına sürüklenerek bu ülkenin bölünmesini isteyen güçlere fırsat vermemek için, bu aşamada Türkiye'nin Irak'taki Şiiler ile Sünniler arasında aracı olması gerekmektedir. Nitekim, Katar'da yayınlanan gazetede 'Türkiye'nin oynaması gereken rol' başlıklı makalesinde bu hususa değinmekte "Irak'ta mezhep çatışması sürerken Irak'ı bölmek kolaylaşmakta ve ırk ayrımına dayalı bir bölünme aşamasında Bağımsız Kürt Devleti'nin kurulmasına kimse dönüp bakmaz bile" denilmektedir.