Verheugen'in son ziyareti ve yerel yönetimler

A -
A +

Eylül ayının ilk haftası içinde yaptığı son Türkiye ziyareti dolayısı ile Ankara'daki temasları ardından Diyarbakır'a gelen AB Komisyonunun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Gunter Verheugen'in Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi tarafından şehrin tüm bilboardlarına asılan "Yurttaş Verheugen Büyük Avrupaya Hoş Geldin" ve İngilizce, Türkçe ve Kürtçe yazılı -afişlerle ve güzel bir misafirperverlik örneği verilerek- karşılandığını medya haberlerinden biliyoruz. Bilindiği üzere, Anayasa'nın "Mahalli İdareler" başlıklı 127. meddesi, belediye sınırları içinde, birden çok ilçe bulunan kentlerde, yani büyük yerleşim merkezlerinde, "Özel Yönetim" biçimlerinin oluşturulabilmesine imkan sağlamış, büyük, şehirlerin sorunlarının daha iyi çözümlenebilmesi amacı ile anayasanın verdiğ bu izin doğrultusunda 1984'te mevzuat çıkarılarak, 25 Mart 1984'te gerçekleştirilen genel seçimler ile ilk kez İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Bursa ve Konya'da, daha sonra da Gaziantep, Kayseri, Samsun, Kocaeli, Eskişehir, Antalya, Erzurum, Sakarya, Mersin ve Diyarbakır'da olmak üzere, Büyükşehir belediyelerinin sayısı 2001 yılına kadar 16'ya ulaşmıştır. Son defa bu yılın Mart ayında yapılan yerel seçimlerde Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığına bir hukukçu olan Osman Baydemir'in Büyükşehir Belediye sınırları içindeki seçmenler tarafından beş yıllık bir süre için seçildiğini ve bu sıfatla Diyarbakır Büyükşehir tüzel kişiliğini temsil etmek, Büyükşehir içindeki genel eş güdümü sağlamak ve tüzel kişiliğin yürütme organı olarak Büyükşehir Belediyesinin yürütme güç ve yetkisini yüklendiğini biliyoruz. Diğer taraftan, 1999'da PKK lideri Abdullah Öcalan'ın yakalanması ile, 30.000 kişiden daha fazla insanın hayatına sebep olan olayların sona ermesi ile başlayan "Barış" döneminin, PKK/Kongra-Gel teröristlerinin Kuzey Irak'taki 3500 kadar eşkıyanın affı ve Öcalan'ın hücre hapsinin kaldırılması talebi ile bozulduğu ve o tarihten itibaren PKK-Kongra-Gel mensuplarının kanlı eylemleri ile ilgili haberlerin hemen her gün basında yer aldığı ve bunun sonucu olarak AB'nin de Kongra-Gel'i terörist listesine aldığı da kimsenin meçhulü değildir. Her türlü terörizmin dünyada nefret uyandırdığı bu dönemde, başta Diyarbakır Büyükşehir Başkanı olmak üzere, DEHAP mensuplarına da düşen görev PKK/Kongra-Gel'in şiddet eylemleri karşısında kesin tavır almak ve devletten yana olmaktır. Oysa Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanının PKK/Kongra-Gel teröristleri tarafından katledilen devlet güvenlik mensuplarının aileleri yerine, Ağustos ayında güvenlik kuvvetleri ile giriştiği çarpışmada ölen bir teröristin ailesine başsağlığı ziyaretinde bulunarak büyük tepki gördüğünü hatırlıyoruz. Bunun gibi Verheugen'in, Lice liçesine bağlı Tuzla Köyünü ziyareti esnasında, köy muhtarının, köy kanununa göre köyün başı ve devletin memuru olduğunu ve hükümetin yürütme sorumlusu konumunda bulunduğunu unutarak, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, teröristlerin iddialarını dile getirerek, suçlaması da bana göre bir başka münasabetsizlik örneği oluşturmuştur.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.