28 Mart 2004 günü yapılan Yerel Seçimlerdeki tartışmasız galibin, 3 Kasım 2002 genel seçimlerinde aldığı %34 oyu %44'e çıkaran AKP olduğuna şüphe yoktur. Yerel seçimlerde, genellikle iktidardaki partilerin "Avantajlı" durumda bulunduğu düşünülse bile, güvenlik ve istikrardan yana Türk seçmeninin AKP'yi 1. parti olarak gördüğü muhakkaktır. 2002 Genel Seçimlerinde aldığı oyu bu defa tutturamamasına rağmen sadece %2 oy kaybı ile ve fakat yine büyük farkla "Ana Muhalefet Partisi" konumunu koruyan CHP'ye ve lideri Baykal'a seçmenin "Kırmızı Kart" gösterdiği görüşüne de katılmıyorum. Zira bu oy kaybının bana göre başlıca nedeni, Soldaki partilerin, Soldaki en büyük parti olan CHP yerine, SHP'nin şemsiyesi altında seçime girerek, Soldaki oyları %10 civarında bölerek azaltmasıdır. Ne var ki, SHP listesinden seçimlere giren DEHAP, SDP, EMEP, ÖDP ve Özgür Parti iş birliğinin, Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da "Etnik Milliyetçilik"i temsil eden DEHAP'ın AKP karşısında eski gücünü koruyamayarak, 1999 yerel seçimlerinde HADEP'in kazandığı belediye başkanlıklarını kaybetmesine yol açtığını görüyoruz. 28 Mart Yerel Seçimlerinde Doğu ve Güneydoğu illerindeki "Etnik Milliyetçilik" gerilerken, "Türk Milliyetçiliği"nin önde gelen temsilcilerinden biri olan MHP'nin 2002 genel seçimlerinde aldığı %8.7 oyunu %11'in üzerine çıkarak, AKP ve CHP'den sonra Türkiye'nin üçüncü en büyük partisi konumuna gelmesi ve onu, yine milliyetçi söylemleri ile dikkati çeken Merkez Sağdaki DYP'nin %10'u aşan bir oy ile izlemesi, son seçimlere damgasını vuran iki önemli olay olmuştur. Öyle anlaşılıyor ki, memleketimizde bundan sonra, "Muhafazakâr-Liberal, Sol (Sosyal Demokrat) ve Milliyetçi" akım ve söylemlerin başlıca temsilcileri olarak AKP, CHP, MHP ve DYP'yi göreceğiz. Pazar günkü seçim sonuçları, bu seçimlerde birkaç belediye başkanlığı kazanmasına rağmen ANAP'ın erime rekoru kırdığını, 3 Kasım 2002 seçimlerinde %7.25 oy ile üçüncü gelen Cem Uzan'ın liderliğindeki GP'nin de, herhalde, Uzan ailesi ile ilgili 5.7 milyar dolar tutarındaki yargı sürecinin etkisi ile, önemli oy kaybına uğrayarak, çökme noktasına geldiğini görüyoruz. 28 Mart 2004 günü, 43.500.000 seçmenin %70'i aşan katılımı ile yapılan ve yurt çapında genellikle büyük düzen içinde geçen seçimlerle ilgili ve bundan sonraki seçimlere yönelik olarak değinmek istediğim husus ise şudur; Türkiye'nin aday olduğu AB'nin hiçbir ülkesinde uygulanmadığı gibi, Etiyopya, Belize, Uganda, Nijerya, Güney Afrika, Filipinler, Pakistan, Tayland, Nepal ve Vietnam gibi sayılı az gelişmiş Afrika ve Asya ülkeleri dışında dünyanın hiçbir ülkesinde de uygulanmayan ve hukuktaki "Bir insan suç işleyinceye kadar masumdur" kuralına meydan okuyarak, her Türk vatandaşını "Sanık" olarak telakki eden "Parmağa seçim mürekkebi" sürmek gibi ilkel ve onur kırıcı ve çirkin uygulamanın 2007 genel seçimlerine kadar kaldırılması hususunu şimdiden ilgili makamların bilgi ve takdirlerine sunuyorum. ..... Düzeltme: 27 Mart günkü "Siyasi Partiler ve İdeoloji" başlıklı yazımda "Max Weber"in adı hataen "Marx Weber" olarak çıkmıştır "Düzeltir, özür dilerim" İ.G.