Sezaryen (SCA) bebeğin, "eş"inin ve zarların karın ve rahim duvarlarına yapılan kesiden doğurtulmasıdır. Canlı hastada belgelenmiş ilk sezaryen opersyonu 1610'da yapılmıştır. Günümüzde sezaryen normal doğuma alternatif olarak sunulmaktadır. Oysa sezaryen önemli bir karın ameliyatıdır. Bu nedenle zorunlu durumlar dışında doğumu normal seyriyle gerçekleştirmek gerekmektedir. Sezaryen ile doğumun, doğum öncesi ağrı çekilmemesi ve bebeğin en az riske atılması sebebi ile giderek yaygınlaştığı da bir gerçektir. Oysa sezaryenin doğum sayısını ideal olarak 3 doğum ile sınırlaması ve bugün itibariyle sezaryen ile doğumun ardından diğer doğumların da sezaryen ile yapılması gerekliliği en önemli dezavantajlarıdır. Bununla birlikte doğum öncesinde, doğumun başlatılma girişimlerinin başarısız olması durumunda ve doğum başladıktan sonraki dönemde de sezaryen kararı vermek gerekebilmektedir. Doğum öncesi dönemde ilk gebelik makat gelişi (ters) ile yerleşmişse, bebek iri ise, bebeğin 'eş'i önden geliyorsa veya daha önceden myomektomi, sezaryen gibi ameliyatlar geçirmişse, annenin çatı yapısının bebeğe göre nispeten dar olması hali söz konusu ise, bebek doğum kanalına yerleşmiyorsa, sezaryen ile doğumun daha planlı olarak yapılması gerekmektedir. Beklenen doğumun başlamadığı (miad-gün geçmesi) ya da doğumun tıbbi zorunluluk nedeniyle başlatılması gerektiği durumlarda (bebeğin suyunda azalma, gebelik zehirlenmesi, yüksek tansiyon, bebeğin sıkıntıda olması vs.) anneye rahim ağzını olgunlaştırıcı ilaç ve suni sancı verilir. Suni sancı etkili olmazsa mecburen bu durumlarda da sezaryen yapılması gerekmektedir. Doğum sırasında beklenmeyen durumlar söz konusu olduğunda, örneğin çocuk doğum kanalında ilerlemezse, bebek kalp atışlarında bozulma belirlenirse, kordon sarkması gelişirse, aşırı kanama olursa ya da annede yeterli ağrı olmasına rağmen rahim ağzında gerekli açıklık olmazsa bebek sağlığı açısından hemen sezaryen yapmak gerekmektedir.