Bazı şeyler vardır ki tesbît edilir fakat îzâh edilemez. Bunlar fıtratla ilgilidir. Kahramanlık, korkaklık, hîlekârlık bu kabîl şeyler… Ferd için vâki olan cem’iyyet için de söz konusu. Yukarıda saydığımız vasıflar bir kişiyi de toplumu da ifâde edebilir. Mevcûdiyyetleri hayat şartlarına bağlı değildir. Bollukda da kıtlıkda da varlıklarını muhâfaza ederler. “Falanca kişi fakîrken çok hîlekârdı, zenginleyince dürüst oldu” denilemez. Bu gibi evsâfın imkânla alâkası bulunmaz. Şartlara göre belki biraz küllenir belki biraz parlar o kadar.
Türklerin birçok husûsiyyeti var. Cihângîrlik en mühimlerinden biri. Her dâim damarlarımızda dolaşdı. Fakr u zarûret yıllarında bile. Bir an olsun unutmadık. Unutduğumuzu iddiâ eden varsa Gazanfer, Muzaffer, Mücâhid isimlerini îzâh etsin. Bunlar haşmet devrinin hâtırâları olsaydı sükût ederdik. O güzel isimler daha ziyâde idbâr çağının yâdigârları. Büyüklük de bu değil mi? İşler yolunda giderken herkes kahramandır. Gel gör ki ufak bir tökezlemede çoğu kaçacak delik arar. Kim bunlar diyorsanız burnunuzu kapatıp târihin çöplüğüne şöyle bir göz atın. Dikkat ederseniz detaylı bakın demiyoruz. Zîrâ hiçbir mide böyle bir ameliyeyi kaldıramaz. Hâsılı ikbâlde de idbârda da büyük bir milletin çocuklarıyız. Ne şımarırız ne ye’se kapılırız. Zaferle gururlanmadığımız gibi hezîmetle de yıkılmayız. Tevekkül edip yeni hedeflere yürürüz. Bin yıllık akış her şeyi söylüyor. Yeter ki doğru düşünme melekesini kaybetmemiş olalım. Yeter ki hâdiseleri okumasını bilelim. İşin garîb tarafı bu okumayı alfabeyi bilmeyenlerin çok daha iyi yapması. Varın sebebini siz bulun!
Cihângîrlik herkese nasîb olmaz. Dünyada kaç milleti bu sınıfa dâhil edebiliriz ki? Hele zâlimlerden değil de âdillerden bahsediyorsak işimiz çok daha zor. Bağından boşalıp yeryüzünü kana bulayan Moğollar tasnîf dışı. Arz üzerindeki iki fitneden birinin tek sâhibi, diğerinin yüzde elli ortağı İngiliz tasnîf dışı. Modern haydut ABD tasnîf dışı. Dolayısı ile Churchill olmak kolay, Roosevelt olmak kolay, Stalin olmak kolay. Çünki hepimizde nefis var. Ona uyduğumuz anda hepsinden beteriz demekdir. Hâlbuki Fâtih olmak zor, Yavuz olmak zor, Kânûnî olmak zor. Zîrâ o basamakları tırmanmak bizim kâbiliyyet dâiremizin dışında. Bu son cümle ne kadar ağırınıza gittiyse bilesiniz ki adı geçen sultânlardan o kadar uzaksınız. Ne ise ki asîl bir milletin mensûbu bulunmamızdan olsa gerek böyle tâlihsizliklere düşenlerimiz hayli mahdûd.
Türk milleti ameldeki kusûruna rağmen hakkı da bâtılı da biliyor. Ufku geniş. İdealleri büyük. Vazîfesi ağır. Bunların sırtına yüklediği mes’ûliyyetin farkında. Cihângîr olmak kolay değil. Bunun şuûrunda. Şer cephesine bakışı da dedelerininki gibi: Kefere-i fecere.