Muârızlar kadar muhibler de kabul eder ki son devir Osmanlı tarihi denge siyâsetiyle geçmişdir. Hırsızı arsızla dengeleme yoluna giden bir politikadır bu. Rusya’yı İngiltere ile, İngiltere’yi Almanya ile… Gerçi bu dahi güç gerekdirir. İki dev arasında dengeyi kurmak için senin de bir dev olman îcâb eder. Sıklet merkezi değilsen oyunun hiçbir perdesinde yerin olmaz. İşbu sebebden yüz sene boyunca esâmemiz okunmadı. “Reklam arası” ifâdesi harfiyyen doğru. Ne uzun reklammış be!
Bugün süper diye ta’rîf edilen ABD’nin yavaş yavaş denge siyâseti gütmeye başladığını müşâhede ediyoruz. Bu adım ihtiyârî değil, icbârî. İsteseler de istemeseler de belli adreslerde mekik dokuma dönemine girdiler. Artık herhangi bir husûsda “böyle olacak” diyemiyorlar. Hâlbuki yakın zaman önce “ya benimlesin ya düşmanımsın” noktasındaydılar. O karşı konulamaz güç bugün küçük ayak oyunlarıyla kendi düzenini kurmaya çalışıyor. Bunda da muvaffak olamıyor ya! Suriye’ye bakıp bunu görememek körlüğün ötesinde. Şu kadar zamandır kukla gibi oynatdıkları Türkiye’nin oyunlarını bozmasına mırıldanmanın ötesinde bir mukâbelede bulunamadılar. Umutlarını gayr-i nizâmî harbe bağladılar. PKK’dan meded umar hâle geldiler. Ancak orada çok daha ağır bir netîceyle karşılaşdılar. Mehmetçik Cizre’de, Sur’da, Nusaybin’de Sam amcanın alçak hayâllerini Fırat’ın soğuk sularına gömdü.
Rusya yalnızdı. Şimdi büsbütün yalnız. Suriye politikasıyla İslâm dünyasının nefretini üzerine çekdi. Azerbaycan hakkında bir şeyler düşünüyor olsa gerek. Lâkin bu mevzûda da işi çok zor. Kafkaslar’ın darbesi ona buna benzemez. Öldürücü olur. İlk planda süklüm püklüm sınırlarına çekilirsin. Fakat iş bununla kalmaz. Bölgeyi sertâser kaybedersin. Geri dönmemek üzere. Aklı olmayan, dumûra uğramış zekâsıyla hareket etmeye çalışan bu boz ayı dağılma vetîresine girer. Her şeye rağmen bu kadarını düşünebilirler. Medvedev’in Erivan’la berâber Bakü’ye de gidecek olması bunu gösteriyor. Zâten belli çevreler Rusya dağılacak demeye başladı. Tabîî onlar kendi nâmına düşünüyor. Biz de o büyük coğrafyayı istikbâlimizin mühim bir hedefi haline getirmek zorundayız…
Yaşamakda olduğumuz günler büyük hatâlara düşmememiz gereken bir zaman dilimi. Reklam arası geride kaldığına göre filmin aksiyon sahnelerine döndük demekdir. Gizlenen kinlerin her geçen gün biraz daha dışa vurulacağı devrin başındayız. Hiç şüpheniz olmasın bizi zayıf gördükleri anda doğrudan harekete geçeceklerdir. Şu ana kadar kıyımızdan köşemizden dolaşmaları korku vermeye devâm etdiğimizden olsa gerek. Tahmînimiz bu adımı hiç atamayacakları istikâmetindedir. Tedbîrimizi alıp gönül huzûruyla bekleyebiliriz. Korkutma vazîfesini asîl milletimizin kas gücüne değil de silahlarımıza tevdî etdiğimizde iş bitmiş olacakdır.
Ardından keyifle garbın çöküşünü seyredebiliriz. Türk kahvesi eşliğinde...