DEŞİFRE

A -
A +
Erdoğan Petersburg’a gitdi. Türkiye ve Rusya oyunları bozma konusunda anlaşmış görünüyor. Amerika’nın, İngiltere’nin ve ma’lûm baronların işi zor. Daha doğrusu böyle bir ittifak hepsini çökertir. Kraldan çok kralcı olanlar bu satırlara soğuk bakar. “Târihî hasmımız Rusya’ya güvenilir mi?” diye sorar. Ne var ki bunlar “târihî hasmımız İngiltere’ye güvenilir mi?” suâlinin cevâbını veremez. Bunun iki sebebi olabilir: Ahmaklık veyâ hâinlik. Doğru, Ruslarla birçok defa savaşdık. Birçok defa boğaz boğaza geldik. Fakat şunu unutmayalım ki Osmanlı’yı Ruslar yıkmadı. Sakın Kırım Harbi demeyin. Sakın 93 Harbi demeyin. Evet ilki bizi borç batağına sokdu, diğeri koca devleti fiilen bitirdi. Lâkin her ikisinde de sâdece zâhiren İvanlarla savaşdık. Boğuşduğumuz asıl güç İngilizlerdi. Abdülhakîm Arvâsî hazretlerinin İslâm’ın en büyük düşmanı olarak ifâde buyurdukları İngilizler!
 
Osmanlı’dan sonra ilk defa oyun kuruyoruz. Fazlasıyla mühim. Örtülü savaşın canbazları artık istediğini yapamıyor. En sinsi hîleler işe yaramadı. Ruslarla savaşmadık. İki taraf da olgun davrandı. Gerçi Slavların ağabeyi boğazı geçerken birkaç boru gösterdi ama daha ileri gitmedi. Biz de dolduruşa gelmedik. Eskiden olsaydı maâzallah. “Kim tutar seni?” dediklerinde iş bitmişdi. Gerçi o zaman böyle bir şeye lüzûm duymazlardı. Nitekim duymadılar da…

Rusya ile yakınlaşmamıza kızanlar “Erdoğan’ın uçağı nasıl kurtuldu?” sorusunun cevâbını bulsun. Yok F-16’ların benzini bitmiş, yok yüklü değillermiş… Hepsi hikâye. Bunca hazırlığı yapan “ata”yı düşürür. Fransız yazar Hannibal Genseric’in makâlesi hakîkaten çarpıcı. Bizce hâdiseyi vuzûha kavuşduruyor. Buna göre o gece Erdoğan’ın uçağı yedi Rus jetinin korumasında İstanbul’a inmiş. Bu jetler hâinleri tehdîd etmiş. En ufak bir yanlışda imhâ edileceklerini bildirmiş. S400’ler de devredeymiş. Zâten korkak olan darbeciler bunun üzerine hiçbir şey yapamamış. Gâyet mantıklı. Bu arada “Mürted” üssünün bombalanmasındaki ince bilgiler gün yüzüne çıkmalı. Zîrâ cumhurbaşkanımız, “Eskişehir bizi dinlemeyince başka bir yol bulduk” tarzında konuşmuşdu…

Doksanlık kraliçe deşifre oldu olmasına da bir kerre fehmetmek yetmez. Her vak’adaki rolünü anlamak gerekir. Bilhassa rûhumuz üzerindeki ameliyyâtını!
 
Saltanatın ve hilâfetin ilgâsı Türk milletini imhâ yolunda atılan iki mühim adımdı. Bu sûretle harekât merkezimiz yıkılıyor, beynimiz dağıtılıyordu. Bitkisel hayâta girmişdik. Ellilere kadar parmak uçlarımızı bile oynatamadık. Menderes’le biraz nefes aldık. Bedeli ağır oldu. Adnan bey asıldı. Maamâfîh toparlanma devâm etdi. Rahmetli Özal’ın askerin önüne şortla çıkması “Allahü ekber”den sonraki ilk meydan okumaydı. Şehîd edilse de umûmî akış değişmedi. Bu sefer 28 Şubat’la karşımıza çıkdılar. Çok şükür ki bin yıl sürecek dedikleri maskaralık üç beş senede buharlaşdı. Son olarak asrın papazı Fethullah Gülen’le geldiler. Onu da bertaraf etdik. Kıyâmete kadar debelenseler biiznillah netîce değişmez. Lâkin korkunç bir illete yakalanmış durumdayız. Kurtulamazsak dünya ve âhiretimiz yıkılır!
 
İslâm düşmanları daha ziyâde örtülü savaşı tercîh ediyor. Bunun bin türlü yolu var. En te’sîrlisi Müslümanların i’tikâdını bozmak. İlk büyük adım vaktiyle Yahudiler tarafından atılmış, Abdulllah bin Sebe Şî’î fırkasını kurmuşdu. Bu fitnenin hangi acılara sebep olduğunu hemen herkes bilir. Yüzbinlerce Müslümanın cesedine basarak ilerleyen Haçlı orduları bu zararın yarısını veremedi. Zâten maddî kayıp, hattâ yıkım ne kadar büyük olursa olsun telâfî edilebilir. Taş üstünde taş, omuz üstünde baş kalmayan bir şehir ihtişâmla yeniden ayağa kalkabilir. Târih bunun misâlleriyle dolu…

Sistemli bir şekilde bozulan i’tikâdımızı ta’mîr etmek zorundayız. Îmânımızı söküp atamayanlar “hiç değilse i’tikâdlarını bozalım” dedi. Bir İngiliz fitnesi olan mezhebsizlik bu sûretle vücûd buldu. Doğruluk iddiâsıyla Ehl-i sünnete savaş açmak, evliyâyı, kerâmeti, şefâati inkâr etmek bu iklîmde yayıldı. Maddî yapımızı kuvvetlendirirken ecdâdın ma’nevî mîrâsına da sâhib çıkalım. Kuru kuru Osmanlı demekle olmuyor!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.