DÖNÜŞ

A -
A +
Cumhurbaşkanımız açıkladı: İhânet edenler oldu, korkanlar oldu. Hâinler bizi ilgilendirmiyor. Ciğeri beş para etmeyenlere satırlarımızda dahi yer yok. Hesâbını dünyâda ve âhiretde verirler. Millet de zâten onlara iltifât etmez. Belki deşifre olana kadar biraz kafa bulandırabilirler o kadar. Bugünün şartlarında ipliklerinin pazara çıkması günler, bilemediniz haftalar içinde gerçekleşir. Nitekim son seçimde kimlerin hangi rolü üstlendiği bugün iyice anlaşıldı. Zâten kirli ittifâkın yeni seçimden kaçma manevraları bundan kaynaklanıyor. Bir iki ay önce bulandırdıkları kafalar yeniden berraklaşdı. Onların inisiyatifinden çıkdı. Bu böyle gider. Zaman uzarsa berraklık daha da artar. Gelelim ödleklere. Bunlar çok tehlikeli. Her şeyi berbâd edebilirler. Hücrelerinde ihânet olmadığı için teşhîsleri zordur. Ancak cesâret katsayılarını aşacak bir hâdisede tesbît edilebilirler. Ne var ki bu noktada atı alan Üsküdar'ı geçmişdir. Siz de toparlayamazsınız...

Evet korkakların alnında ödlek yazmıyor. Bunlar sınırlı tehlikelerin üzerine senden daha iyi atılır. "Bıraksam ezip geçecek" dersin. Öyledir de. İ'timâdın artar. Bu artış tedbîrin zayıfladığı ma'nâsına gelir. Böyle bir ortamda vâki olacak zelzele iki kat te'sîr icrâ eder. Bereket versin ki bugünkü durum toparlanamayacak bir görüntü vermiyor. Kale sallandı, fakat yıkılmadı. Birkaç burc zarar gördü. Telâfîsi mümkün. Dikkatin fevkinde bir dikkatle hareket etmek lüzûmu anlaşıldı. Büyük kazanç. Millet de birçok şeyi idrâk etdi. En azından bundan böyle kimseye oyuyla ders veremeyecek. Az kalsın kafasına sıkıyordu. Çok şükür ayağından yaralandı. Bu tecrübe bir on seneyi daha kurtarır. O on sene de yüz seneyi...

Yabancı istihbârâtlar nasıl bir vazîfe gördü? Film senaryosu yazmaya gerek yok. Her şey zâten belli. Aslında bu can sıkıcı bir durum da değil. Sevinmemiz lâzım. Kimse bir kadavranın başında nöbet tutmaz. Ellerini ayaklarını bağlamaya çalışmaz. Bilmem şu kadar milyar dolarını bu işe harc etmez. Bu tedbîrler korkunun ifâdesidir. Demek ki hâlâ hayatdayız, hâlâ korkulacak durumdayız. Şundan emîn olabilirsiniz: Batılı güçlerin istihbârâtlarını en çok yoran memleket biziz. Hattâ canını çıkaran. Doksanlık Elizabeth kim bilir kaç geceyi bizim sebebimizle uykusuz geçirdi?

Şimdi ne olacak? Kaderimizde ne varsa o. Cenâb-ı Hak ne dilediyse o. Gerisi lâf u güzâf. Elbetde elimizden geleni yapacağız. Tedbîr konusunda zaafa düşmeyeceğiz. Safları sıklaşdırıp herkesi uyandıracağız. Türk milletinin daha yapacak çok işi olduğuna gönülden inanacağız. Başkalarını da ancak bu sûretle inandırabiliriz. Unutmayalım ki Ertuğrul Gâzî'nin çekdiği sıkıntılar yaşadıklarımızın en az on misli. Osman Gâzî'ninkiler aynı. Şu hâlde târih sahnesine dönmenin ilk adımında bile değiliz. İlk adımın hazırlıklarındayız. Lâkin bunlar muhteşem bir dönüşe işâret ediyor inşallah...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.