DUR

A -
A +
 İki dünya savaşının müsebbibleri yine birbirine düşdü. Aralarındaki münâsebetin rekâbet değil düşmanlık olduğu bir kerre daha görüldü. İngilizler fevrî bir tavır ortaya koymadı. Son derece ince düşünülmüş bir plan dâhilinde hareket etdi. Burada kraliçe ve adamlarını kasdediyoruz. Halkın olup bitenlerden zerrece haberi yok. Hattâ hîleli bir referandum olduğunu bile söyleyebiliriz. Belki de sonuçlara elektronik bir müdâhale geldi. Bu olmadı ise anketlerdeki “evet”i sâdece bir şekilde îzâh edebiliriz: Uyuşdurucu iğne! Her ne ise.  Bunca yıllık emek çöpe gitdi. AB’nin bundan sonra belini doğrultması zor. Ada’ya büyük tâvizler verse bile artık tılsım bozuldu. Frenkler birbirlerini boğazlamak için bahâne arıyor. Onları bu yoldan alıkoyabilecek yegâne sebeb savaşın getireceği büyük yıkım!
 
Sayısız ittifâkı peşi sıra sayıp kafaları karışdırmaya gerek yok. Şâhid olduğumuz hâdise basit bir kemik kavgası. Hitlerin rüyâsına gerçek ma’nâda karşı çıkacak bir Alman düşünülebilir mi? Dillendirmeseler de, Adolf’a söğüp saysalar da damarlarında Führer’in kanı dolaşıyor. Sevinçleri, kederleri, heyecanları bir. Dolayısıyla yetmiş sene önceki hedefe kilitlenmiş durumdalar. Çok da mesâfe aldılar. Fransızları da dümen sularına katıp ciddî merhale katetdiler. Avrupayı yeniden bir güç merkezi hâline getirme niyetindeydiler. Amerika ve Çin’e karşı bir denge unsuru olarak sahneye çıkaracaklardı. Bu gücü kullanarak gerileyen Rusya’yı ufalayacaklar, intikâmlarını alacaklardı. Fakat gâlibâ biraz hızlı hareket etdiler. Fincancı katırları ürkdü…
 
Birinci Dünya Savaşı’ndan sonraki prangaları son senelerde kırdığımız, hattâ bir çoğuna hâlâ el süremediğimiz düşünülürse Hans’ın durumu anlaşılır. Almanya ikinci cihan harbinden beri tam bağımsız değil. Fakat bu yolda ilerliyor. Kendi politikalarını kaçamak da olsa uygulamaya çalışıyor. Sam amcası bağırdığında süklüm püklüm oluyor, ortalık durulunca tekrar harekete geçiyor. Tehlikeli adımlar atmaya devâm edince baltayı yedi. ABD’yi İngiliz'le yeniden ittifâka iten âmil işte bu. Hâlbuki bu ikilinin araları açıkdı. Adalılar Suriye krizinde eski sömürgesini ortada bırakmışdı. Sığır çobanları Akdeniz'in ortasında şaşkın şaşkın baka kalmışdı…
 
Volkswagen operasyonu kâfi gelmemiş olacak ki Amerika İngiliz'i kullanarak Almanya’ya dur dedi. Aslında bu yalnızca Almanya için vâki değil. Türkiye’ye yapılan da aynısı. Patlayan bombalar terör örgütlerinden ziyâde Washington’u işâret ediyor. Tabîî ki biz de tedbîrimizi alıyoruz. İsrâil ve Rusya ile münâsebetlerin yumuşatılmasını başka türlü anlamamak lâzım…
 
Amerika Avrupa’nın yeniden sahneye çıkmasına müsâade etmeyeceğini ortaya koydu. “Küçüklüğünü bil ve tâbi’ ol” îkâzında bulundu. Bundan sonraki durum Almanlardan çok Fransızlara bağlı. Bonapart’ın çocukları bu ittifâkın zayıf karnını teşkîl ediyor. Sağlam dururlarsa bir şeyler olur. En azından ânî bir çöküş yaşamazlar. Ne var ki Fransızların ne yapacağı şübheli. Zîrâ onlar da başka türlü bir işgâl yaşıyor. Üstelik bir “De Gaulle”leri de yok. Nitekim Hollande Paris saldırısından sonra “korkduk” demişdi. Bunun ne ma’nâya geldiğini ifâde etmemize gerek yokdur her hâlde…
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.