Hasta ruhlar modası geçmiş taktiklerden vazgeçemiyor. Girmedikleri çıkmaz sokak kalmadı. Kimbilir ne rüyâlar görüyorlar? Ne diyelim, umut fakirin ekmeği… Gerçi fakir falan da değiller. Trilyonlarca dolara hükmediyorlar. Gel gör ki onca emeğin karşılığı kocaman bir sıfır. Hattâ eksideler. Her daldıkları sokakdan kös kös geri dönüyorlar. Ağladıklarını göremiyoruz. Fakat şu kadarından emîniz ki bitmiş durumdalar. İngilizin zekâsı, yahudinin trilyonlarca doları çâresiz. Olmadı, olmuyor, olmayacak…
En son elli kadar kişiyi katletdiler. Trump’ı mı getirmeye çalışıyorlar? İhtimâl fakat zann-ı gâlibimiz bu değil. Gâlibâ yapmak istedikleri şey Clinton’u tamâmiyle teslîm almak. Belki de Hillary’nin belli çevreleri rahatsız eden ba’zı çıkıntıları var. Başkan olmadan evvel bunları rendeleme telâşındalar. Bilvesîle müslümanların suçluluk psikolojisine sokulması da cabası. Ne var ki bu satırlar netîce alamayacaklarını gösteriyor. Velhâsıl yine deşifre oldular. Tıpkı ikiz kulelerdeki gibi. Ma’lûm o sabah şu kadar sayıda yahudi işe gitmemişdi. Fâcia gelip garibanları bulmuşdu. Görünürde hiçbir sıkıntı yokdu. Plan saat gibi işlemişdi. Fakat ummadıkları bir şekilde milyonlar o hâdisenin şifrelerini çözmüşdü. Hem de birkaç gün içerisinde…
İyi de bunu mümkin kılan sebebler nelerdi?
Dünya son yüz sene sâhibsiz kaldı. Taşlar bağlı, köpekler serbestdi. Bu iklimde at koşdurmak kolaydı. Eşkıyâ istediği gibi hareket edebilirdi. İki cihan harbinin silindir gibi üzerinden geçdiği yeryüzü tâkâtsizdi. Daha doğrusu hastaydı ve üstelik komadaydı. Bu sebepden mikropların önü alabildiğine açıkdı. Kimsenin işlenen cinâyetleri fark edecek hâli yokdu. Fark etse bile karşı çıkacak güce sâhib değildi. Haberleşme vâsıtaları çok zayıfdı. Telefon, radyo, televizyon vardı ama şimdiki fonksiyonlarını icrâ edebilmekden uzakdı. İnterneti saymaya bile lüzûm duymuyoruz. Öte tarafdan şer güçlerin dışında bir kamuoyu da yokdu. Kimi kara, kimi kızıl zulme râm olmuşdu…
Bugün böyle değil. Kör topal da olsa İslam memleketleri ilerliyor. Sömürüden kurtulmanın yollarını arıyor. Ama üç gün ama beş gün sonra bu arayış zaferle sonuçlanacak. Bu arada belli bir şuûr seviyesi de hemen fark ediliyor. Artık o büyük kalabalıkları bir iki akrobatik hareketle avlamak imkânı bulunmuyor. Son derece ustalıklı manevralar iki keskin bakışla boşa çıkarılıyor. O parlamentonun, bu devlet adamının, şu medyanın çığırtkanlığı gürültüden başka bir netîce vermiyor. Hâsılı CIA, MI6, MOSSAD boşa kürek çekiyor. Devrin vâveylâsı içinde çok fazla idrâk edilemeyen bu hakîkatlere bir çeyrek asır sonra muttali olunacak. Günün keşmekeşinde boğulanlar bunu aslâ ve kat’â anlayamaz. Gazel okuduğumuzu zanneder. Fakat milletimizin derin irfânı gazelle hakîkati ayırabilecek kadar keskin. Zâten zaman bunun da ilacı…