İNECİK

A -
A +
Mâzîye âid şifreleri henüz çözemedik. Epeyce bir zaman bu problemle uğraşacağa benziyoruz. Atalarımızı kan dökücü birer cânî gibi gösterenler tasnîfimizin dışında. Onları insan sınıfına sokmuyor, söylediklerini ciddîye almıyoruz. “Ben ecdâdın yolundayım” diyenlerle ilgileniyoruz. Fakat bunların dahi lafını etdikleri husûsdan fevkalâde uzak olduklarını ifâde etmek zorundayız. Dedelerimizin ruh iklimîne vâkıf olabilmeleri için daha çok ekmek yemeleri lâzım. Bu öyle orada burada nutuk atmakla olacak iş değil. Bu sûretle yalnız ve ancak kabukda dolaşılabilir. İçeriye girme imkânı aslâ ve kat’â bulunamaz!
 
Söz konusu netîce yüz senelik kültür inkıtaından neş’et ediyor. Buna hemen bütün dikkatimizi siyâsî târihe vermiş olmamız da eklenince tek bir istikâmet kalıyor: Sığlık! Burada okumuş okumamış farkı bulunmuyor. Hemen herkes aynı noktada buluşuyor. Profesöründen çobanına kadar. Hattâ grafiğin ikincisi lehine olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Zîrâ onlar yüz senelik beyin yıkama faâliyyetinden en az hasarla çıkan zümre. Silindir onların üzerinden diğerleri kadar net geçmedi. Daha doğrusu geçemedi. Ol sebebden kafatasları dâhilinde dumûra uğramış hücre sayısı mahdûd kaldı. Aydınlar bedenen ve rûhen köleleşirken sığırtmaçlar istiklâlini epeyce muhâfaza etdi. Gazeteden, radyodan, televizyondan uzak olmak daha az tahrîbâta uğramak ma’nâsına geliyordu. Hatırlıyorum da yazın sık sık gitdiğimiz köyümüze elektrik gelince kalbim “cız” etmişdi. DALLAS’ın ahlaksızlıkları buraları da vuracak diye korkmuşdum. Nitekim vurdu. Hem de ne vurdu!
 
Ecdâdımızı tanımıyoruz. Üstelik bunun farkında değiliz. Bunca yıllık aleyhde propagandaya rağmen onları adâletli, cengâver, kahraman olarak görüyoruz. Şefkatli olduklarını da biliyoruz. Hattâ bugünün dünyasında te’sîs edilemeyen muhteşem bir nizâmın mi’mârı olduklarını her vesîle ile dile getiriyoruz. Bunlarda sıkıntı yok. Merhametliyiz. Kimsenin affetmediğini affedebiliyor, herkesin kapının önüne koyduğunu evimize alabiliyoruz. Şefkatimiz kelimelere yansıyor. Bırakın insanı, hayvanâtı dahi kucaklıyoruz. Sıklıkla kuşa kuşcağız, kediye kediceğiz diyoruz. Hayvancağız da kalbimizin derinliklerinden gelen bir hitâb. Ne var ki ineğe “inekceğiz” demek aklımıza gelmiyor. “Hayvancağız” diyebiliyoruz o kadar. Hele “inekcik” tahayyül sınırlarımızı aşıyor. Bunu belki yeni doğmuş bir dana için kullanabiliriz. Lâkin doğum yapmaya hazırlanan bir inek en merhametlimizde bile inekcik olmuyor. İnek olarak kalıyor. Hâlbuki asîl ve şerefli ecdâdımız böyle değil. Hadi kaynakdan, ya’nî Abdurrahman Abdi Paşa’dan gidelim: “Meğer ol mevzı’de bir inek henüz doğurmak üzre idi. Ba’zı kullarından mesmû’-ı şerîfleri olıcak fi’l-hâl ol mahalde zabt-ı zimâm ve tevakkuf u ârâm idüp hazret-i Hâliku’l-eşyânun hikmet-i acîbesini seyr ü temâşâ buyurdılar ve merâhim-i Hüsrevânîlerinden ol ineciğe ızhâr-ı şefekat buyurup doğurmasına imdâd ü i’ânet içün sığırtmacını huzûr-ı hümâyûnlarına getürdiler ve tâ evvel inecik doğurunca anda durdılar.”
 
Dördüncü Mehmed sığırtmacı unutdu mu? Olur mu öyle şey? Devâm edelim: “Ba’dehû sığırtmaca bi-lâ-vesîle tevcîh-i hitâb idüp 'Müslimân mısun?' diyü sordılar. Mezbûr zimmîliğini i’lâm idicek merâhim-i Pâdişâhânelerinden kemâl-i rıfk u mülâyemet ile mezbûru dîn-i Hakk’a da’vet ve tarîk-ı müstakîme delâlet idüp 'Gel, Müslimân ol, sana dirlik vireyim ve Hakk te’âlâ cümle günâhını afv ider. Âhiretde doğrı cennete gidersün' diyü bir iki def’a teklîf-i İslâm buyurduklarında mezbûr zimmî abâ itdi. Lâkin ol mahalde hâzır olan ağalar anı âgâh idüp 'Bu senünle söyleşen ve sana Müslimân ol diyen bi’z-zât Pâdişâh-ı âlem-penâh hazretleridür' didüklerinde ol sâ’at mazhar-ı hidâyet olup kabûl-i İslâm’a müsâra’at ve oğlı dahi kendüye mütâba’at eyledi. Ve bundan akdem defe’âtle kendüye âlem-i rü’yâda arz-ı îmân olınduğın nakl ü beyân ve herkesi bu ahvâlün vukû’ına hayrân itdi.”
 
Evet, koca ineğe “inecik” diyebilen insanlarla karşı karşıyayız. Bir kişinin daha cehennem azâbından kurtulması için çırpınan pâdişâhlarla muhâtabız. Üstelik bunlar bizim atalarımız. Tanıyıp tanımamak onların değil bizim mes’elemiz!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.