KITLIK

A -
A +
Kaht-ı ricâl, hâfızamızdan kazımak istediğimiz bir terkîb. Son devirde kâbûsumuz oldu. Ne yaptıysak bu mes’eleye bir çözüm bulamadık. Koca devlet elimizden kaydı gitdi. Kapasite eksikliğine hırs ve kıskançlık da eklenince açık düşdük. Düşünün ki 93 Harbini daha ziyâde bu iki sebeb kaybetdirdi. Yoksa silahlarımız Ruslarınkinden iyiydi. Hele donanmamız kıyâs kabûl etmez vaz’iyyetdeydi. Buna ve üstelik Abdülhamid Han gibi bir dehâya rağmen harbi kaybetdik. Aslında sâdece savaşı değil, devletimizi ve hürriyyetimizi de kaybetdik. İstikbâlimiz karardı. Sonlu ve hattâ sonsuz olanı. Niceleri hıristiyan batı karşısında diz çökdü. Daha kötüsünü yapanlar oldu. O büyük sultan bu netîceyi otuz sene gecikdirmişdi. O aralıkda yaşadığımız refâhı ölüm iyiliği olarak anlayabiliriz. Sonrasında başımıza gelenler ma’lûm…
 
Ne ise ki bugün söz konusu kıtlık bizi ilgilendirmiyor. En azından bize gelene kadar uğranacak çok adres var. Amerika böyle. Rusya daha kötü. Avrupa berbâd. İsrâil felâket. Sâdece İngiltere renk vermedi. Dikkat ederseniz renk vermedi diyoruz. Ya’nî daha boylarını ölçmüş değiliz. Israrla boy vermiyorlar. Gâlibâ onlar da netîceden endîşeli. Yüz sene önce tek ayağının üstünde kırk yalan uydurup kırk akıllıyı inandıranlar bugün ayakda kalma mücâdelesi veriyor. Bu mücâdele yüzyıllarca sürüp gider sanmayın. Hiç ummadığınız bir anda o yaşlı ve kahbe vücûd olduğu yere yığılır kalır. Bize gidip leşi kaldırmak düşer. O güne hazır olmak lâzım…
 
Yukarıdakilerin en ahmağı Ruslar. Çarların hiç değilse belli bir sistemi vardı. Putin hem ahlâk hem etik i’tibârı ile sıfırın çok altında. Deşifre olması için sancılı geçen bir iki sene yetdi. Ağrı artarsa aklî melekelerini tamâmen kaybedebilir. Ortağına güveniyor olabilir ama bu fiyaskodan başka bir şey getirmez. Taşıma suyla değirmen döndürmeye benzer ki burada taşıma su da yok. Biraz gülücük var. Yaparız ederiz enâniyyeti var. Ne kadar yapıp ne kadar yapamayacaklarını anlamış olmaları gerekirdi. İşte Haleb Şam. Onca bombalamaya rağmen dişe dokunur bir ilerleme kaydedemediler. Gelin görün ki hâlâ bölgeye istediğimiz şekli veririz havasındalar. Gûyâ memleketimizi de ufalayacaklar. Unutdukları, daha doğrusu görmek istemedikleri şey bizim yükselen bir güç olduğumuz. Milletimiz eskisi gibi değil. Olup bitenlerin farkında. Avı da avcıyı da görüyor. Yalnızca Türkler değil, Kürdler de öyle. MI6, CIA, MOSSAD ve içerideki zağarlar artık Selahaddin Eyyûbî’nin çocuklarına hükmedemiyor. Yırtınsalar da, tepinseler de bu mümkin olmuyor.
 
Ba’zıları Türk askerini kovboylarına tek kurşun atmadan teslîm olanlarla karışdırıyor. Bu onlar açısından hayâtî bir hatâ. Bizim son kurşunumuza kadar savaşdığımızı, onu da sıkıp süngü hücûmuna geçdiğimizi dağ taş bilir. Ordu millet olduğumuzu da. Vatan söz konusuysa şu kadar gâzî var, bu kadar şehîd var hesâbı yapmadığımızı da. Bedelini göze alan tecrübe edebilir…
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.