SIRLAR

A -
A +
Birçokları gibi olgunluk da ecdâdımızdan tevârüs etdiğimiz bir değer. Hezîmetlerde yıkılmadığımız gibi zaferlerde de havalara uçmuyoruz. En azından böyle olmamız gerekdiğini biliyoruz. Vaktiyle bizi cihân hâkimi yapan husûsiyyetlerden biri buydu. Mısır fâtihi Sultan Selîm en ufak bir istikbâle mahal vermeden çadırına dönmüşdü. Bir gece vakti, kayıkla... Çadır diyoruz zîrâ saray-ı cedîd-i âmireyi ancak bu şekilde tavsîf edebiliriz. Kıl çadırdan tek farkı taşdan yapılmış olmasıdır. Her gün birkaç bin kişiye hitâb etmesi sebebiyle biraz yayılmışdır o kadar...
 
Sultan Selîm gibi hareket edebilmek kızılelmamız olmalı. Aslında bu Yavuz'un şahsıyla sınırlı bir davranış kalıbı değil. Bu bizim kavm-i necîb-i Arab'dan devraldığımız bir değer. Başka bir ifâde ile dîn-i mübîn-i İslâm'ın bize öğretdiği sayısız doğrudan biri. Bu doğruyu yaşamak ve nakletmek her şeyden evvel bizim hesâbımıza yazılacak bir şeref. Pek tabîî ki bir anda bu seviyeye gelemeyiz. Fakat bu yolda cehdedebiliriz.  Erdoğan'ın Ankara'daki karşılamayı iptal etdirmesi bu bakımdan çok güzel. Küçük başarılara büyük tepkiler verme alışkanlığından kurtulmak zorundayız. Sakın 1 Kasım seçimlerini küçümsediğimiz ma'nâsı çıkmasın. Çok mühim bir eşikdi. Atlayamasaydık sıkıntı büyükdü. Ne var ki atladık ve o eşik geride kaldı. Bundan sonra çok daha zorlu eşiklerle karşılaşacağız. Çok daha kritik virajları dönmemiz gerekecek. Dolayısı ile bütün mes'eleyi halletmiş gibi hareket edersek işimiz zorlaşır.
 
Basamakları çıkdıkça tevâzumuzun artması îcâb eder. Ufak bir kibir her şeyin yerle yeksân olmasına yeter. Burada da ecdâdımız kutub yıldızı gibi bize yol gösteriyor. Bakın Murâd-ı hüdâvendigâr, Telhîsü'l-beyân'da, hem bu konuda hem de başka mevzularda Gâzî ve Hacı Evrenos beğe nasıl nasîhat ediyor: "Ammâ sakın sana Rûm eyâleti kendi kılıcımla feth eyledim deyü gurûr gelmesin. Bunu bil ki, ol yerler Hak teâlâ hazretlerinindir. Andan sonra Resûl'ünündür. Ve Allahü teâlâ emrile Resûl'ünden sonra halîfesinindir... Allahü teâlâ hazretlerinin ve Resûl'ünün buyruğundan taşra olma. Bunu da bil ki, bir vilâyete beğ olmak, iki kefelü bir terâzidür. Bir kefesi cennet ve bir kefesi cehennemdir... Cümlenin ser-çeşmesi adâletdir... Hiç halkı mal sevmekden özge azdurucu olmaz. Dünyâ içün, dîn emrinde gözün yumanlar, Allahü teâlâ korkusun unudur... Çok olur, ba'zı kimesneler gündüz sâim ve gice kâim görünür. Ammâ hadd-ı zâtında puta taparlar. Anın gibilerin fi'linden sakınasın... Zinhâr ve zinhâr her kimesnenin zâhir hâline aldanmayasın... Ve her kaçan bir kimesneyi bir cânibe vekîl nasb edüb göndermek ve kullanmak istedüğünde, evvel bildüğün hâline nazar eyleme. Câiz ki, sonradan bir dürlü dahi ola... Bunu da bil ki, etrâf vilâyetlerde koduğun vekîllerin eyü kimesneler olurlar ise, reâyânın dahi hâli eyü olur... Ve her birine ısmarla ki, eli altında olan Müslümanları karındaş gibi bilüb, sâir reâyâya rıfkile dutsınlar. Zulm ve ta'addî üzerine olmasınlar. Yarın kıyâmet gününde defter-i amelleri gökden kar gibi yağduğu günü ansunlar. Ve halkın fukarâsın gözetsünler. Anlara kifâyet mikdârı zahîrelerin virsünler. Fukarâ, Hak teâlânın sevgili kullarıdır... Yiğidin bahâdırın sakla, kılıcın keskin tut, atın yüğrüğün besle. Ni'metin mebzûl eyle. Mürüvvet ve ihsân etmekden hâli olma..."
 
Ne dediği çok açık ama yine de özetleyelim: Gururlanma. İslâmiyyete harfiyyen uy. Adâletli ol. Dünyâyı dînine tercîh etme. Sahtekârlardan uzak dur. Görünüşe aldanma. İyi bildiğin birini hemen göreve getirme. Son hâlini araşdır. Bozulmuş olabilir. İdârecilerin gül gibi koksun, Fransız parfümü gibi değil. Zulümden kaç. Müslümanları kardeş bil. Halkını kucakla. Kıyâmet gününü unutma. Fakirleri gözet. Ordunu kuvvetlendir. Cimri olma. İhsân et...
 
Bu değerlerin kölesi olmak hürriyyet demek. Yeniden Büyük Türkiye demek. Cihân hâkimiyyeti demek.
 
Bakalım bunu kaçımız ne kadar anlayacak?
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.