Gözdeki perde kalkınca her şey netleşiyor. Vetîreyi henüz tamamlamadığımız için belli noktalar hâlâ flu. Ne var ki sona yaklaşdık. Bugün birçok kare aslî hâliyle karşımızda. Eskiden tavus kuşu gibi gördüklerimizin birer fare olduğunu fark etdik. Beynimiz ve tabîî ki nefsimiz böyle bir perdeleme yapmış. Tanzîmat’dan beri bu büyük aldatmacanın te’sîrinde idik. Bilhassa cumhûriyyet devri oyuncak hâline geldiğimiz günlerdi. Çirkinlik adına her ne varsa güzel görünüyordu. Avrupa, batı, laiklik, Paris gibi kelimeler artık hiç kimseyi heyecanlandırmıyor. Yavaş yavaş ecdâdın kodlarına dönüyoruz. Frenk’i, frengiyi hatırlıyoruz. Ana arıya “kraliçe” dediğimiz günler târih oluyor!
Börtü böcek rahatsız. Eski hîleler para etmiyor. Kafa kafaya verip kurdukları tuzaklar her defasında berhevâ oluyor. Gerginler. Hattâ çıldırmak üzereler. Kan beynine sıçrayan doksanlık Elizabeth düşüp de bir tarafını kırmasa bâri. O yaşda kemikler kaynamaz. Aslında İngiliz sömürge imparatorluğunun durumu da kraliçeleri gibi. Dağılırlarsa bir daha toparlanamazlar. Gelişmeler bu yönde. Kuzeyin sürüngenleri bin parça olma yolunda ilerliyor. Haklarında biriken kin ve nefret bu sonu hazırlıyor. Eskiden kamufle olabiliyorlardı. Şimdi bu mümkin değil. Deşifre oldular. Ülkelere uzanan kolları kesildi kesilecek! Oralara koydukları putlar kırıldı kırılacak!
Son günlerde bizi Rusya ile karşı karşıya getirmek için yahudiyle beraber denemedikleri yol kalmadı. Times’ın geçenki manşeti bunlardan biri: “Putin, Halep’e dev bir saldırı hazırlığında!” Neymiş, Rus filosu ilerliyormuş. Hedef şehrin muhâliflerce kontrol edilen doğu tarafıymış. Buraya geniş ölçekli bir saldırı planlanıyormuş. Anlaşılan sinir uçlarımıza dokunmak istiyorlar. Fakat nâfile. Bu saatden sonra her söyledikleri bize gazel gibi gelir. Söylenenin doğru veya yalan olması mühim değil. Her hâlükârda gazel gibi gelir. Türk artık şeytanın gör dediğini görmüyor.
Derin tahlîl kabiliyetinden uzak olan Amerika daha tâlihsiz. Ülke neoconların dümen suyunda. Bu arada şu “yeni” kelimesi çok sakat. Görebildiğimiz kadarıyla hangi mefhûmun başına eklenirse orayı bitiriyor. Üstelik insanların nazarında eskimek nedir bilmiyor. Hâlbuki “eski”den en fazla bir arpa boyu yeni. Daha fazla değil. Bize de çok zarar verdi. Hiçbir şeyden çekmedik “yeni”den çekdiğimiz kadar. Nizâm-ı cedîd dedik de ne oldu? Eski düzeni mumla aradık! Evet, yeni muhâfazakârların her geçen gün ABD’yi eritdiği kesin. Gerçi onların da yeniliği kalmadı. Yetmişlerde ortaya çıkdıklarına göre kırk yaşından büyükler. FETÖ gibi. Temelleri daha eski. Çoğu Yahudi. Medya ellerinde. Kibirliler. Saldırganlar. Cumhuriyetçiler de Demokratlar da bu gürûhun fâsid dâiresine hapsolmuş durumda. İttihâdçıların koca Osmanlıyı on senede batırması gibi bunlar da ABD’yi okyanusun dibine gömecek gâlibâ! Çok kötü gidiyorlar. Oğul Bush döneminde BM’siz Irak’ı işgal edenler bugün orada da Suriye’de de çok zor durumda. Terör örgütlerini kullanmaları ince siyâsetin değil, âcizliğin netîcesi! Zavallı süper güç sürüne sürüne önümüze set çekmeye çalışıyor.
Hadi İngilizi anladık. O zâten yılan. Gücünün zirvesindeyken bile başka türlü yol alamaz. Târih boyunca böyleydi, yine böyle. Lâkin Amerika farklı. Sürünüyorsa vaz’iyyet vehâmet kesbetmiş demekdir. Yıkım yakın demekdir. Bakalım bu âcizlikleri içimizdeki Fransızlar idrâk edebilecek mi?