14 yaş katliamı!

A -
A +

Hayret ettim doğrusu... Neye mi? Hani şu Galatasaray’ın bir Bulgar takımına karşı, 5-10 dakikalık da olsa, sahaya sürdüğü 14 yaşındaki çocuk için... Yahu beyler; o yaş grubundan bir çocuk en büyükler kategorisindeki maça sokulur mu? Ya ezilse? Acaba ailesinden böyle bir uygulama için izin alındı mı? Sabredin be! Messi de Barcelona’ya 13 yaşında geldi ama, biz onu 18’inde izlemeye başladık. Asıl şaştığım da bu uygulamanın benim spor medyam tarafından alkışlanması... Arkadaşlar neden acaba, U-17, U-14, U-21 falan gibi sınıflar var ki?

Real Madrid ve Galatasaray!
Galatasaray’ın 22 Ekim’de genel kurulu var. Hem de ne genel kurul! Bu toplantıda Dursun Özbek ve ekibi, Riva ve Florya arazilerindeki hakların satılması veya bir şekilde paraya tahvili için yetki isteyecekmiş. Para işinden anlamam ama ben böyle algıladım. Neyse; kimse yangın yapmasın! Koca Real Madrid bile, on yıldan fazla oldu galiba, elindeki dev araziyi Madrid Belediyesi’ne satıp kurtulmadı mı? Yeter ki elinde malın olsun be!

Böyle saçmalık olmaz!
Efendim; FİBA, yani uluslararası basketbol federasyonu ile ULEB, yani Avrupa Basketbol Birliği’nin oyun kuralları arasında farklılıkları olduğu teknik adamlarca dile getirildi. Bu yüzden de, en azından bizim ligle, bizim ligden Avrupa Kupaları’na katılacaklardaki oyuncuların, hatta koçların şaşkınla ciddi hatalar yapabilecekleri konu edildi. Bu ne biçim iş böyle? Bir an önce bu ciddi hastalık tedavi edilmelidir! Turgay Demirel’e ve de Avrupa’da işin başındaki zata duyurulur!

Fatih Hoca hafızanı tazelesen!
Fatih Terim hoca son iki milli maçı arasında yaptığı basın toplantılarından birinde Gökhan Töre’yi kadroya çağırmayışını şöyle dile getirmişti: “Maç oynama sıklığı ve devamlılığı olmadığı için çağırmadım...”  Yapma be hocam! Arda’yı altı ay tek bir maç dahi oynamamış olmasına rağmen kadroya çağırıp ilk on bire koymadın mı? Töre hiç olmazsa arada bir girip çıktı... Neyse, yoğun mesaiden bazen insanın hafızası da arızalanıyor. Öylesine ki, Emre Mor, Volkan Şen, Yasin ve arkalarındaki pas fukaralarıyla pas zenginliği düşünüyorsunuz.  Ya da ikide bir, hele hele İzlanda maçlarında, sistem değiştirip felaketlere yol açıyorsunuz.

Ersun Hoca’nın yoğun mesaisi!
Trabzonspor’un şu anki başkanı Sayın Usta gerçekten de ağzı iyi laf yapan yönetici cinsinden...  Dikkatle ve keyifle izleniyor diyelim. Diyelim de, son konuşmasında Ersun Yanal’ın bugünkü durumdan kurtulup düzlüğe çıkmak için yoğun mesai harcadığını dile getirdi. Peki, acaba aynı başkan, Ersun Hoca en kritik dönemde Fransa’da yorumculukla yoğun mesai harcarken neredeydi?

Fanatik’in son sayfa sergisi!
Spor gazetelerimiz yalan ve palavra üzerinden yarışırken, en son geçtiğimiz cuma günkü, bana göre hepsini solladı. Söz konusu gazete Fanatik... Arka sayfasında Galatasaray’ın transfer etmeyi planladığı, hatta temaslarda bulunduğu isimlerde adeta bir enflasyon vardı. Sayayım mı? Sıkın durum o zaman! Robben, Mandzukic, Navas, Torres, Ribery (tam facia), Valencia... Aslında haberde unuttukları da vardı. Kimler mi? Messi ve Ronaldo tabii ki...

Yaşa be Mahmut!
Mahmut diyorum çünkü onun Anadolu Efes’e teknik adam olabilmesi için az mı çırpındım? Sonra mı? İşte ortada... Demişler ki, “Ben o gün yönetimde olsaydım Galatasaray bizim statta şampiyonluk kupası alamazdı.” Vay be, hangi devirde yaşıyoruz? Devam etmişler, “Hele hele Aziz Yıldırım içeride olmasaydı o tören değil yapılmak akıldan bile geçirilemezdi...” Vay be, bizim ülke eski Teksas olmuş da haberimiz yokmuş. Yoksa oralar eski Ordu’nun Fatsa’sı gibi kurtarılmış bölge mi ilan edildi? Peki, Mahmut, sen neden o günlerde yönetimde değildin? Acaba Trabzonspor’la berabere kalınıp şampiyonluğun kaçtığı maçın sonrasında soyunma odası koridorlarında neler oldu? Devamla; Güiza’nın transferinde Uruguay ikinci lig kulübü neden sana antetli kağıdı ile faks çekip, 5 milyon 350 bin avro bonservis almış (!) olmasına rağmen, vergi karşılığı 199 bin 875 avroyu ödemeni istedi? Şahsen ve ismen! Sen gene de yeni kupa törenleri için hazırlık ol!

Kutlarım Avcı ve Güneş!
Beşiktaş’la Başakşehirspor Arena’da özel maç oynadılar. Sonuç önemli değildi. Ama ligin lideri ile geçen sezonun şampiyonu milli maç arasında böyle bir hazırlık maçı oynamaya rıza gösteriyorlarsa, iki takımın da teknik adamı, yönetimini kutlanır.

Neredesin be Hurşit?
Hurşit Külter isimli PKK’lı Irak taraflarında bir yerlerden çıkmaz mı? Hani şu gözaltında katledilen yaratık... Malum zat ve etrafının açıklamalarını ekranlardan defalarca bize sundular. Acaba şimdi ne derler diye... Ne diyecekler ki? Şunu; O Hurşit bizim Hurşit değil... Zaten sizde o kadar çok çakma yaratık var ki...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.