Hayretler içinde büyük bir şaşkınlıkla G.Saray'ın İstanbulspor mücadelesini izledim. Hafta içi televizyonlarda duyup - izlediklerimin, gazetelerde okuduklarımın birer yalan olması umuduyla maça baktım. Ama gördüm ki; G.Saray hocasının önce gırgır zannetiğim açıklamasının doğruluğuyla İstanbulspor maçını da 3'lü savunmaya oynuyordu. Bu takımın aynı hocası kendi evinde bir zamanlar 4-0 kaybettiği F.Bahçe maçından sonra dahi bir gün mutlaka 4'lü savunmayla oynayıp, ülke çapında bir futbol devrimi gerçekleştireceğinin senedine imza atma riskini göze alıyordu. Gerçekten de, devrim boyutlarını ulaşılmaz yerlere taşıyarak, Türkiye'ye Avrupa Kupası bile getirdi. Ve bu devrimin patronu UEFA Kupası'na devam etmek için İtalya maceraları da dahil sadece 3-2'lik Milan maçında başvurduğu 3'lü sistemi F.Bahçe karşısında sahaya kendisine göre çok gerektiği için bir kere daha getiriyordu. Ama ne yazık ki; bir F.Bahçe galibiyetiyle medyadaki G.Saray palavracıları "Bravo hoca, iyi ki, 3-5-2'ye döndün" naralarını atınca, bu benim çok değerli hocam da, aynı felâket gemisine binerek, hayatında 3. defa Güngören'e geldi. İstanbulspor takımı, Selçuk'u top G.Saray'da iken, Uche ile Saffet'in arasına sıkıştırıp, top kendisinde iken, öne çıkartıp, 4'lü savunmanın çeşitlemesiyle G.Saray'a sadece iki ölü topta gol imkanı verdi. Ama buna karşılık, Aykut Kocaman'ın takımı, attığı golün hazırlanış şekline çok benzeyen kopyalarını skor tabelasına yazdırmak için rakibi kadar şanslı değildi. G.Saray'ın orta sahasının kenarlarında oynayan Ümit Davala ile Ergün karşılarında çift kanatlı ve F.Bahçe'den daha organize bir takım bulunca; tam anlamıyla iflâs ettiler. Bu iflâs, hiç kuşkusuz o F.Bahçe maçının iyilerinden Volkan ve Cihan'ı da olumsuz yönde etkiledi. Hatta Revivo'yu çok çabuk buharlaştırdı. G.Saray palavracılarıyla birlikte onların dolmuşunda ne yazık ki yer aldığını görür gibi olduğum Terim hocaya bir sorum var: Xavier'i klasik stoper oynatmak için mi transfer ettin? Yoksa, Popescu'nun alternatifi olarak 4'lü savunmanın içine mi düşündün? Öyle ya, Almaguer'den bu yüzden vazgeçmedin mi? Bu soruya yürekten ve doğru cevap, G.Saray'ın bir maçlığına aldatıldığının açık belgesidir.