Anelka da müslüman oldu!

A -
A +

Anelka da müslüman oldu! Geçtiğimiz hafta içinde, yabancı basında Fransa Milli Takımı'nın hücum oyuncularından ünlü Anelka'nın da müslümanlığı seçtiği yolunda haberler çıktı. İngiliz basınında geniş biçimde yer alan bu haberde, ayrıca son yıllarda ikibinin üzerinde ünlü sanatçı ve sporcunun da aynı yolu seçtiği belirtildi. Şimdi bizim ülkede birileri de müslümanlığı seçse, acaba nasıl yorumlanırlardı? İrticacı tabii ki... Vay irticacı Anelka vay! Özaydınlı'nın fırçası ! F.Bahçe Asbaşkanlarından, televizyon ve mağazalarla ilgili Murat Özaydınlı geçtiğimiz hafta, Şükrü Saraçoğlu Stadı'nda bulunan televizyon bölümünü basmış. Ve de beklenildiği gibi performans verilemediği için de tepeden tırnağa fırça atmış. Haberi Vatan'da okudum. Başka bir gazetede de çıkıp çıkmadığını doğrusu takip etmedim. Haber doğruysa, sayın Özaydınlı'yı bu işten de çaktığı için kutlarım! Volkan'ın forması kimde? F.Bahçe kalecisi Volkan, G.Saray galibiyeti ile öylesine coşmuş, öylesine coşmuş ki, tribünlere formasını atarken sağ kolu çıkmış... Vallahi fıkra diye anlatsan gülmezler, düşünmezler... Masal diye anlatsan, bu kadarı da fazla derler... Şimdi Volkan'ın formasının tribündeki sahibi ne pişmandır, kim bilir... İster misiniz, bu yüzden F.Bahçe şampiyonluğu kaybetsin... Gel de o zaman, o formayı sakla bakalım... Beckham'ın saçları Çin'de yemiyor! Geçenlerde gazete ve televizyonlarda çok ilgi çekici bir haber yer aldı. Çin, 17 yaş futbol milli takımının futbolcularına Beckham stili saçı yasaklamış. Tabii bizim ülkede birileri böyle bir yasaklama koysa, önce insan hakları dernekleri, ardından işlerine gitmeyen her konuya maydanoz yazarlar ve tabii ki spor medyası köpürür de köpürür... Bu haberden sonra Türk futbolunun en büyük futbolcusu olarak gösterilen rahmetli Fikret Arıcan'ı, yani Büyük Fikret'i hatırladım. Bir gün, Altay'dan transfer edilen K.Mustafa göğsü bağrı açık ve orada sallanan bir madalyonla girmişti de, Fikret Ağabey, Serkan Acar'ın bulunduğu ortamda şöyle bir çıkış yapmıştı: "Çık ulan dışarı... Burası babanın kahvesi mi ?" Ne derseniz deyin, ben Çinliler'den yanayım... Gaziantep şaibe altındadır! Roma karşısında, eldeki potansiyele göre en doğru kadro ve en doğru oyun felsefesi ile oynayan Gaziantepspor'un, skorları bir kenara bırakın, F.Bahçe maçına çıkardığı kadro ve sahaya yansıttığı oyun felsefesi herkesçe sorgulanır oldu... Ne dersiniz sayın Celal Doğan? İbrahim'i F.Bahçe'ye verdiniz mi, vermediniz mi ? Tribünleri o akşam yakanlar haklı mı, haksız mı? Demek ki insan değiller! F.Bahçe - G.Saray maçı öncesi bazı insana benzemeyen kişiler, ki bunlar G.Saraylı taraftarlar imiş, kendilerine ayrılan tribünün tuvaletlerini dümdüz etmişler. Ve yine gelen bilgilere göre, bunlar yakalanıp stad dışına atılmış. Şimdi bu zararı G.Saray Kulübü ödeyecek. Bu asla caydırıcı olmayacak. Peki ceza ne olmalı. Bence şu olmalı. Bu tuvaletleri kıranları yakalayıp, evlerine hapsedeceksiniz ve evlerindeki tuvaletleri de siz kırıp iptâl edeceksiniz. Bakalım ihtiyaçlarını evlerindeki salonda mı, yatak odasında mı, yemek salonunda mı giderecekler? İşte bunu yapana karşı ancak bu ceza işe yarar. Kanal D'nin maç yayınları! G.Birliği - Parma ve Velancia - Beşiktaş maçlarını Kanal D yayınladı. Ama ne yayınlayış! Gençler galip oynarken, maçın bitimini beklemeden, başlamamış Beşiktaş maçına döndüler. Beşiktaş maçının ikinci yarısının başı da reklamlara takıldı. Tamam; reyting kaygısına diyecek bir lâfımız olamaz. Ama en azından G.Birliği'nin zaferine ve Beşiktaş taraftarına saygınız olmalıydı diye düşünüyorum... Harika kızlar! F.Bahçe'nin bayan basketbol takımı, Avrupa Kupası'nda Final-Four'a kaldı. Başta takımın sorumlusu Forti Murat olmak üzere hepsini kutluyorum. Sonra da, bir kaç oyuncusu değişik ama, aynı teknik kadrosunu bulunan bu takım, Ortega 22 milyon dolara alındığında da Şampiyon Kulüpler Kupası'na katılma hakkını elde etmiş, ama 200 bin dolarlık masraf olur diye yurt dışına çıkışı yasaklanmıştı. İşte bugün, o günlerde yasağı koyanların sevinme hakkı olabilir mi? Ne dersiniz kızlar? Lucescu'nun başına bir şey mi düştü? Daha Türkiye'ye gelmeden de, geldikten sonra da, Lucescu benim için iyi hocadır. Hele hele Türkiye'deki icraatlarını yakından izleme imkanını da bulduktan sonra, görüşlerim daha da netleşti. Ama gelin görün ki, aynı Lucescu ikinci yarı maçlarından bu yana tuhaf işler yapıyor. O, "Başlangıç oyuncusu değil" dediği Ahmed Hassan'ı ilk onbirlerde, hem de kalelerinin uzağına çıkmayan Uche ile Saffet'in arasına atıyor. Aynı onbirde oynamazlar dediği Sergen'le Tümer'i aynı onbirlerde oynatıyor. Hem de yürüyecek halleri yokken... Savunma önü ön liberoları sık sık değiştiriyor, onların önüne tuhaf tuhaf isimler yerleştiriyor. Bu işte bir iş var amma tam sökemedim. Bence futbol ve onun sonuçlarını değerlendirmek yerine, Beşiktaş, bugünkü çöküşün nedenlerini başka yerlerde aramalıdır... Hatta futbolcularını bile didik didik etmelidir... 175 trilyon da para mı? G.Saray'ın Divan Kurulu'nda, bizzat başkan Canaydın tarafından borcun 175 trilyon olduğu açıklandı. Başkan, transferde de epeyce yüklü bir parayı toprağa gömdüklerini açıkladı. Demek ki, futboldan anlayanların dediği gibi G.Saray takımını, o muhteşem formatından siz ve transferin yönlendiricileri çıkardı. Bu da bir gelişme... Galatasaraylılar yarınlardan umutlu mu olmalı, bunu bilmek zor işte... İsmet Arzuman ve Cüneyt Çakır! Cüneyt Çakır, Beşiktaş lehine öyle bir penaltı çaldı ki... Aman aman! Sonra öyle bir penaltı çalmadı ki... Aman da aman! Arkadaş çaldığından huylanabilirsin ama, bir yanlışı düzeltmek adına başka bir yanlışı yapamazsın. Baban sana bunu anlatmadı mı? İsmet Arzuman da, Prates'e, Tuncay'ın yaptığı sarı kartlık faulü vermemekle, maçın skoru üzerinde oynamış oldu. Sakın kimse bana, top beş kişiyi daha dolaştı savunması yapmasın... F.Bahçe'nin, kalabalık G.Saray orta alanını aşabilmesi için çapraz top gezdirme sadece bu golde oldu da, ondan... Sen de mi TRT? Hani Sezar'ın son nefesini verirken söylediği "Sen de mi Brütüs?" sözleri var ya... Aynen TRT'ye uyarlıyorum. Ve de "Sen de mi TRT?" diyorum... Pazar akşamki Spor Stüdyosu'nun konukları F.Bahçe Asbaşkanı Nihat Özdemir ve G.Saraylı eski yönetici Abdürrahim Albayrak idi... İki spor adamına da saygım var. Ama TRT'nin görevi bu müthiş maçın teknik analizidir. Yani halkı bilgilendirmesidir. Eeee, şimdi sizin ne farkınız kaldı amigoların özel kanallarından? TRT'de böyle şey olur mu? Demek ki, yeni bir dönem açıldı... Valencia'nın son golü! Beşiktaş, Valencia'dan öyle bir uzatma gole yedi ki, tam derslik... Cepheden kaldırılan bir topa, bir defansın, hem de iyi yükselen oyunculardan kurulu defansın, bu derece etkisiz kalması, iyi bir kalecinin de nasıl olsa vururlar diyerek refleks hazırlıksızlığı inanılmazdı. Yandan olsaydı, hadi neyse derdik... Zaten ilk golde olduğu gibi dedik de... Ama cepheden olmaz, olmamalı... Bu akşam rövanş var... Bu dersi iyi çalışın! F.Bahçe'nin savunması! Sezon başından beri yazıp, söylüyorum; F.Bahçe, özellikle de savunmasında kontrollü oynadığı maçları kazanır veya kolay kolay kaybetmez. Çünkü, Van Hoojdonk, Nobre ve Tuncay gibi skor üzerinde etkili olabilen elemanlar var. Ama savunma kalenin çok uzağına taşındığında ve de oyuna dengesiz girdiğinde, bütünleşme de gerçekleşemediğinden çok açık veriliyor. G.Saray maçı da bu doğruya yapışıldığı için kazanıldı. Öyle ama, Daum, bu kumar sevdasından artık vazgeçmelidir. Kim bilir yarın belki de bir puan büyük önem kazanabilir... Terim ve futbolcularının itirafıdır! Fatih Terim hoca, Villarreal maçından sonra , "Saha rezaletti..." demekli yetindi. F.Bahçe maçından sonra da, sarı -kırmızılı futbolcular, "Saha harikaydı. Kolay ve bol pas yaparak maçın direksiyonunu tuttuk..." dediler. Sayın başkan Özhan Canaydın'a ithaf olunur... Hayır; G.Saray bu sezon neden kötü diye soruyorlar da... Bireysel hoca! F.Bahçe'de bu unvanda bir hoca varmış. Dr.Gerisch imiş adı da... Bu hoca, bazı arızalı oyuncuları bire bir çalıştırıyormuş. Başta da Servet'i... Tevekkeli değil, Servet ve de daha bir çok oyuncu uzun süredir ortalıkta yoklar... Ye Memet ye demişler! Cuk düşen fisktür! F.Bahçe liderliğe doğru koşarken en zorlu rakipleri içeren takvimini 50 sene düşünüp planlamaya kalksa böylesine avantajlı biçimde ayarlayamazdı. Korkulu üçgendeki maç trafiğine bir bakın. G.Antep önce F.Bahçe, sonra Roma'yla oynuyor. G.Saray önce Villarreal, sonra F.Bahçe'yle oynuyor. G.Birliği de önce Parma, sonra F.Bahçe'yle oynayacak. Ama F.Bahçe ne yapıyor? Haftada bir oynuyor. Daum çok yakında eşitleniriz derken önce bu fikstüre bakmıştır sonra da Beşiktaş'ın içine düşen bombalara...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.