Artık Semih'e ayıp etmeyin!

A -
A +

Bizim gerek yazılı, gerekse de görsel spor medyamız Fenerbahçe'nin, eski deyişle, santrforu Semih'e, neredeyse iki, üç sezondur ciddi şekilde ayıp etmektedir. Aynı Semih, Avrupa Futbol Şampiyonası'nda da görevini en iyi biçimde yaparak, yabancı medyanın "En yararlı oyuncular" listesinde üçüncü sıraya oturmuştur. Semih bazı, resmen, kaz kafalıların öne sürdüğü gibi sadece son dakikaların oyuncusu değil, tek uç adamı rolünü bu ülkede en iyi becerebilen futbolcusudur da... Bence, daha elini bile sıkmadığım, merhabam bile olmayan Semih'e ayıp etmeyin... Ankara, mankara, hangi ilde yaşıyorsanız vallahi çarpılırsınız haaaa... >> Bay Lincoln için ne zaman racon kesmiştim! Başlık biraz uzun oldu ama derdimi iyi anlatabilmem için gerekliydi de... Efendim; gerek bu sütunlarda, gerekse de TGRT Haber'de çıktığım Futbol Gecesi programında çok çok zaman önce, hani neredeyse geçen sezonun yarısında, Galatasaray'ın bu Lincoln'den kurtulması gerektiğini yazıp, söyledim... İşte şimdi nereye geldik... Adam Florya'nın sıcağı yerine Rio'nun eğlencelerini tercih ediyor... Artık bundan hayır gelmez... Zararın neresinden dönülse kârdır mantığı ile 'Adnanların' Lincoln'ü kurtarmak yerine takımı ve yeni hocayı kurtarmaları gerekiyor... Benden son defa söylemesi... >> Hasan Ali Atasoy'un koyunu! Medyadaki amigo yazarlardan yukarıda ismi geçen zat-ı muhterem 13 Haziran günü Fanatik'te, "Koyun" başlıklı bir yazı yazmıştı. O haftaki yerimin darlığı yüzünden bugüne aktardım meseleyi... Bey, Fenerbahçe'de düne kadar grupların bulunduğunu, onlara biat etmeyenin yönetimlere giremediğini, başkan olamadığını dile getirip yazmış da yazmış... Başkan adaylarının gruplar önünde diz çöktüğünden falan söz etmiş. Vah ki vah! Sen beni bir ara da, bugünkü illegal başkanının koltuk için neler yaptığını anlatayım... Neden illegal olduğunu da tüzüğe bakarsan anlarsın... Tabii kumbara dolu değilse... Haaa başkanının da kaç tane grup kurduğunun, kaçına malum biçimde destek verdiğinin sayısı da var bende... >> Solomon ve Pondexter! Fenerbahçe'ye erkek ve bayan basketbol şampiyonluklarını başlıkta ismi bulunan iki Amerikalının getirmediğini söyleyebilecek bir kişi çıkabilir mi? Mümkün mü? Solomon, Tanjevic'i bahane ederek kaçarken, Mahmut Bey, "İki defa babaannesini, iki defa da anneannesini öldürdü... Gitti mi, gelmek bilmiyor"buyurmuşlar... Hadi yahu! Pondexter de Rusya'dan daha iyi para almış... Eeee hani para gani idi? Sponsor falan da öyle... İstikrardan yana nasıl olunurmuş görün... Zico, Solomon ve Pondexter... >> Antu.com nasıl kapak yedi! Bu kapak deyiminin ne anlama geldiğini de pek bilmiyorum ama Fenerbahçeli taraftarların antu.com sitesinde çok sık kullanılıyor... Ama bumerang örneği de bazen kaçınılmaz oluyor... Burak Yılmaz'ın, FBTV'deki anonsundan sonra bir öfke, bir öfke patladı ki, sormayın... İsyanların dozu tavan yapınca da, hemen "Ziyaretçi" bölümü kapatıldı... Ama Tuğrul Yenidoğan'ın medyaspor.com sitesi alacağını almış, kapağı, ne diyorlardı, takmıştı çoktan... >> Yüksel Aytuğ ve Gümüşbıçak'a küçük not! Sabah'ın magazin eki Günaydın'da hayli geniş bir köşesi olan Yüksel Aytuğ meslektaşımız tutmuş, geçtiğimiz pazar, Danimarkalı ünlü file bekçisi Peter Schmeichel'ı Alman yapmış... Lig TV'de de Melih Gümüşbıçak kardeşim, eleme gruplarındaki bitime üç dakika kala tatil edilen maçta İsveç'i hükmen yenik ilan etti... Oysa o yenilen Danimarka idi... Hani halk doğrusunu bilsin diye yahu... >> Fulya Mahkemesi! Geçtiğimiz günlerde, Beşiktaş'ta, mali kongrede yönetimi ibra etmedikten sonra, Fulya projesinde de yolsuzluk iddiası ile yargıya başvuranların haberi vardı medyada... Geçen gün Fulya'dan geçerken iki adet muhteşem kulenin dikilmiş ve neredeyse bitmek üzere olduğunu gördüm. Ve şu soruyu sordum kendime; Neden Süleyman Seba döneminde, Akaretler'deki kuleler için bunlar olmadı? Bir de siz sorsanız derim Beşiktaş'ın racon kesicileri... İnönü hayalleri ve Çarşı problemleri ile uğraşacağınıza... >> Trabzon'da omurga bitti de... Trabzonspor, belki de kurulduğundan bu yana hiç rastlamadığımız bir transfer mesaisi sergiliyor. Vay ki vay! En sonunda da kaleci Sylva'yı aldılar... Sylva, Song, Egemen, Selçuk ve Gökhan... Omurga tamam... Tamam da, mal fazlası ne olacak? Şayet bu eritilemezse, baş ağrısı ilacı için eczanelerin yolu aşınır... Benden söylemesi... >> Bobo'nun dolarları ve palavracılar! Ne komik haldeyiz... Özellikle de yazılı basının büyük büyük gazeteleri... Neymiş; Bobo'ya 10-15 milyon dolar saymak için Marsilya başta olmak üzere, birçok Avrupalı kulüp sıradaymış... Hani neredeler? Daum'a da böyle yaptılar... Zico'yu nerelere postalamadılar... Arda'ya üç gecede sayamayacağınız euro desteleri hazırmış... Fenerbahçe'nin çeyrek finalinden sonra, şapkalı yorumcuya göre kulüpler sıraya girmişti... Hani yahu?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.